Sille

11 Aralık 2008 · Zehra Arslan

Bize yine yol göründü. Yine çok merak ettiğimiz yerleri görecektik. Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı hava şartlarının yağmur hatta ardından kara dönüşmesi nedeniyle eve 2 gün önce dönmek zorunda kaldık. Kurban bayramı tatilinin başlangıcında 5 arkadaş cuma gecesi Konya’ya doğru yola çıktık. Bütün rezervasyonlar yapılmış, sema ayini için biletler alınmıştı. Ayini izleyeceğimi düşündükçe müthiş bir heyecan duyuyordum.

Gün doğmadan Konya’ya ulaştık ve hemen otele yerleşip biraz uyuduk. Bizim kaldığımız oteli malesef bu kez size tavsiye edemeyeceğim. Hatta bizim düştüğümüz hataya siz düşmeyin ve Konya, Bella otelde kalmayın. Fiyatına göre bakımsız bir otel. Kişi başı 45 ytl ödedik ama bir odada sifon çalışmıyordu, diğerinde kalorifer yanmıyordu bir başka odada sifon hiç durmadan akıyordu. Otelde sanırım 2 gecede 4 oda değiştirdik. Zaman içinde mutlaka elden geçirmeleri gerekiyor çünkü otel şehir merkezinde oldukça güzel bir konumda ve Mevlana müzesine yakın. Bir çok kişi tarafından bilinmiyor olabilir ama Öğretmen Evleri dışarıdanda insanların konaklamasına olanak sağlıyor oldukça temiz ve konforlular. Konya’da 2 tane öğretmen evi var biri Karatay’da telefonu 0332 351 2265, diğeri Meram’da telefonu 0332 350 9647. İkiside pırıl pırıl, tavsiye ederim. Fiyatları kişi başı gecelik kahvaltı dahil 30 ytl.

Sabah 09:00 da kalkıp Konya merkeze 8 km olan Sille’ye gittik. Burası eski bir Rum köyüymüş fakat bugün Konya Selçuklu belediyesine bağlı bir mahalle ve içerisinde bir baraj gölü barındırıyor. Karnımız aç olduğu için hemen Sille Konağı yazan hoş görünümlü lokantadan içeri girdik. Sille Konağı oldukça sevimli bir mekan, içi ve dışı ahşap inşa edilmiş içeride, salonun ortasında kocaman Eskişehir yapımı büyük döküm bir soba çıtır,çıtır yanıyordu. Müthiş sucuklu yumurtalar ve sobanın üzerinde kızartılmış ekmekler ile zengin bir açık büfe kahvaltı yaptık hemde sadece kişi başı 11 ytl ye. İşletmeci olan Havva ablamız oldukça tatlı dilli, güler yüzlüydü. Burayı internette anlatacağız deyip web adresimizi verdik çocukların lüplüpleri var ordan bakarız dedi. Lüplüp ne mi, tabiki laptop.

Havva abla burayı yapmak için elinde avucunda olanı satmış. İlk başlarda onun deyimi ile Jony’ler çok geliyormuş ama onlarda gelmez olmuşlar. Boş kalmayı hiç hak etmeyen çok güzel bir mekan. İsteyenlere konaklama imkanı da var kişi başı 50 ytl kahvaltı dahil. Kahvaltıyı edin öğle yemeği yemeyin zaten sizi akşama kadar götürecek çok çeşit var. Hatta ertesi sabah Konya’dan özellikle Havva ablanın Sille Konağına kahvaltıya geldik. Konya’ya giderseniz size değişik bir atmosferi olan Sille Konağını tavsiye ederim. Telefonu : 0332 244 9260 veya 0537 719 9436 Havva hanım. Gittiğimiz yerlerde bir değişiklik olursa yazmak boynumun borcu gibi geliyor. Havva ablamızın yerine 2012 Ocak ayında tekrar gittiğimizde koşarak içeri girdim. Karşımda yine o güleryüzlü insanı bekliyordum. Havva abla nasılsın dediğimde oldukça soğuk bir şekilde yüzüme baktı. Bir masanın başında hanımağa gibi oturuyordu. O, bir kaç yıl önce gördüğümüz sıcak insan gitmiş yerine başka bir insan gelmişdi. Öğle yemeği yemek için içeri girmişdim ama bu tavrı görünce hemen dışarı çıktım. Sonradan orada yemek yiyen bir kaç arkdaşımdan duydum çay içmeye gelenleri yemek yemiyorsanız burayı işgal etmeyin diye dışarı çıkarmış. Para bazı insanların benliğini esir alıyor demek ki. Ne yazık olmuş sevgili Havva ablaya ve o sıcacık mekana ekmeklerini kendisinin kızarttığı ortada bir soba yanan güzel mekan darphane mantığı ile çalışır olmuş.


Sille çok küçük bir yer olmasına karşın oldukça eski tarihçesi var. Bugünkü mahallenin sınırları içinde Ak Manastır (bugün askeri bölge sınırları içinde kaldığı için gezilemiyor), Hagia Eleni kilisesi (MS 371 tarihli), eski bir su bendi, bugünkü adı ile şeytan köprüsü yer alıyor. Oldukça ilginç bir mezarlığı var, ki bu mezarlık bana sanki orada İnka’lara ait gömüler yapılmış hissini verdi. Mezar taşlarının görünümüne bakılırsa Osmanlı öncesi bir döneme aitler. Meydanda çok güzel bir köy kahvesi var, burada mutlaka çay içmelisiniz, insanlar cana yakınlar birazda, bizi kameralarla görünce TV ekibi zannettiler çünkü burada bir TV kanalı dizi çekimleri yapıyormuş. Meydanın hemen karşısında eski bir hamam ve hamamın üst kısmında mağaralar var. Sille’den 7 km ileride Tat köyü var. Ancak köye gelmeden önce sol tarafınızda baraj gölünü göreceksiniz. Burası piknik alanı olarak kullanılıyor. Biz içinde arabayla bir tur atıp çıktık belki size ilginç gelebilir. Birkaç km daha gittiğiniz vakit Tat köyüne ulaşıyorsunuz. Burasıda mimari yapılarıyla bana taş devri evlerini çağrıştırdı. Çatıların üzerleri mor renkli taşlarla örtülü. Güneydoğu Anadolu’da olduğu gibi çatılar düz. Sokaklarda sümükleri akan bir sürü ufaklık var. Hepside hemen etrafınızı sarıyor, sadece onlar değil büyüklerde gelenlere hoşgörü ile yaklaşıyor. Bana sorarsanız Tat Köy görülmeye değer bir yer.

Akşam olduğunda Sema ayini için Konya’ya döndük önce bir yerde meşhur Konya etli ekmeğini yedik. Sevgili eşim bizi bildiği en iyi yer olan Yıldız etli ekmek lokantasına götürdü. Burası merkezde en çok bilinen Şifa Lokantası’nın yakınında küçük bir lokanta. Etli ekmek oldukça lezzetliydi rahatlıkla tavsiye edebilirim. Yemek sonrasında tören alanına geldik. Önce Ahmet Özhan Şeb-i Aruz başlangıç haftası nedeniyle bir konser verdi daha sonra o büyüleyici an başladı. Herşey güzeldi ancak ışıklandırma bu ayine hiç yakışmayacak kadar çirkindi. Yetkililere bunu yazacağım umarım dikkate alıp gereken değişikliği yaparlar. Kötülüğünü ancak şöyle tasvir edebilirim, ışıklar üzerinize doğru döndüğünde diskotek havası veriyorlar. Işıklar gibi konuyu dağıtmayıp geri dönersek, Sema ayinin anlamı kulun hakikate yönelip, akılla,aşkla yücelip, nefsini terk ederek, Hakk’ta yok oluşu ve olgunluğa erişip tekrar kulluğuna dönüşü demektir. Semazenin başındaki sikke nefsinin mezar taşı, üstündeki beyaz renkli tennuresi ise nefsinin kefenini sembolize eder. Kollarını çapraz bağlayarak, görünüşte bir rakamını temsil eden, böylece Allah’ın birliğini tasdik eden Semazen, Sema ederken sağ eli göklere, Hak gözüyle baktığı sol eli yere dönüktür. Bunun anlamı Hakk’tan aldığı ihsanı, halka açmasıdır. Öğrendiğim kadarıyla ve dilim döndüğünce Sema gösterisi ile ilgili kısaca söyleyebileceklerim bunlar. Gösteri güzelmiydi derseniz evet sanırım muhteşemdi, ben pek göremedim çünkü gösteri boyunca Semazen’lerin önündeki halıya boylu boyunca yatıp fotoğraf çekmeye çalıştım.

Sille

Bize yine yol göründü. Yine çok merak ettiğimiz yerleri görecektik. Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı hava…

azgezmis.com

Yorumlar

  • sema ayini demeniz çok yanlış ; o bir ayin değil törendir. ayrıca biz hristiyan değiliz ayin kelimesi bizde kullanılmaz.

    • Elif Hanım güncel Türkçe sözlüğe bakarak aradığınız cevapları bulabilirsiniz. Türkçede dini törenlere kısaca ayin deniyor.

  • Sille gerçekten görülmeye değer, bozulmamış bir köy. Halkı çok canayakın. Farklı bir havası var. Biz konakta yemek yiyemedik ama atmosferi çok güzeldi. Yorgunluğumuzu kesinlikle aldı, sahipleri güleryüzlüydü. Köy kahvesinde adaçayı içmenizi tavsiye ederim. Hamamı da muhakkak gezin. Sema gösterisi ve mevlana müzesi tek kelimeyle muhteşem, gerçekten ruhunuz arınıyor. Ancak ışıklandırma gerçekten kötü ve insanların sema gösterisinin mahiyetini yeterince anlamaması ve dans gösterisi gibi izlemesi üzücü. Mistik bir atmosfer ve keşif için tavsiye ederim.

  • Türk kültürünü yaşatmaya çalışanların eski konakları onarmaktan ziyade güleryüz, incelik, gibi haslaetleri barındırması gerektiğini anladım.Bu mekan için zor olduğuna inanıyorum kesinlikle tavsiye etmem.

Yorumunuz?