Babadağ Denizli iline bağlı bir tekstil ilçesi. Hatta adından tekstilin başkenti diye söz ediliyor. Türkiye’de ilk motorlu ahşap dokuma tezgahı burada yapılmış ve kullanılmaya başlamış. Ticaret sırasında birbirlerine verdikleri sözler senet yerine geçermiş burada. Ya da senet yerine pusula diye tabir ettikleri bir kağıt parçasına yazılan yazıya güven duymuşlar, yıllarca bu şekilde ticaret yapmışlar.
Babadağ tarihi evlerinin bir katı veya bir odası hep dokuma atölyesi olmuş. Babadağ tabiri ile söylersek tezgah kuyusu olarak kullanılmışlardır. Bazı eski evlerin bahçelerinde yer alan havuzlar boyama yapmak amaçlı kullanılmışlar.
Babadağ’da bir çeşme kültürü oluşmuş. Yüzlerce çeşme varmış bir zamanlar. Çeşmelerde yaptıranların isimleri hiç yer almazmış hayır olsun; ama bilinmesin diye. Bu çeşmelerde her gün yöre insanların toplanıp ham ipliğin terbiyesi için tokaçlarla iplikleri terbiye ederlermiş. Bu ne demek derseniz tokaç düz bir taş veya ahşaptan oluşan genelde çamaşır yıkmada kullanılan bir alet, iplikleri su ile ıslatıp bu aletle vurunca iplikler yumuşamaya başlıyorlar.
Buraya ilk yerleşenler göçebe Türkler olmuş. Hayvanları ile gelip burada koyun yünleri ile başlayan küçük işler daha sonra dokumacılığa dönüşmüş. Buradan Zorlu Holding gibi bir tekstil devi çıkmış. Kendisinin halen burada mütevazi bir evi var. Her hafta mutlaka gelip burada kalıyormuş.
Ancak bugün buradaki tezgah sayıları bir hayli azalmış durumda. Nedenlerinden biri ilçenin dar yolları. Öyle dar ki araç girmediği için bazı sokaklarda çöpler eşeklerle toplanıyor. Hatta belediye için kayıtlı çalışan iki adet eşekleri varmış. Dar sokakların çöplerini toplamakta yardımcı oluyorlarmış. Birini ne yazık ki ölüm nedeni ile uğurlamışlar. Şimdilerde bir kayıtlı belediye çalışanı eşekleri var. Bu yüzden tekstil işleri Denizli merkez ve Buldan’da daha yoğun şekilde yapılır olmuş.
Bugün Denizli merkezde Bayram Yeri bölgesinde Babadağlılar İş Merkezi denen büyük bir işhanı var. Burada her türlü dokumayı bulmanız mümkün.
Şimdilerde Babadağ’daki evlerin bir çoğu çok güzel renklerle boyanmış. Burada artık turizm yapmak istiyorlar. Bunun için de aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz ahşap Işlak Evi olarak anılan evin onarılarak otel haline getirilmesi planlanıyor. Şimdilik yani 2019 yılında konaklama imkanı yok. Burada kafeler ve dokuma satılacak dükkanlar açmak için belediye girişimlerde bulunuyormuş. Kim bilir belkide bu kafelerde Babadağ’ın meşhur yemeklerinden keşkek, şakşuk aşı, tas kapama, soğan gevreği, yoğurtlu patlıcan gömmesi gibi şeyler de yiyebiliriz bir dahaki sefere.
İlçenin bir talihsizliği de geçmiş yıllarda çok sayıda evin heyelan nedeni ile yıkılması olmuş. Can kaybı olmamış ama taşınanlardan dolayı nüfus yarı yarıya inmiş. İlçenin girişinde bir mezarlık yer alıyor. Yol asfalt yapılırken tam bu mezarlığın ortasından geçmiş. Şimdi ilçedeki bazı sakinler orada yatan zatların mezarları taşındığı için Babadağ’ın gelişemediğini düşünüyorlar.
Her yıl Ekim ayının sonu gibi burada Rahvan At Yarışları düzenleniyor. Ziyaretinizi bu döneme denk getirirseniz bu yarışları da görme şansınız olur. Ayrıca Salı günleri ilçenin pazarı kuruluyor. Bu pazarda köy ürünleri bulmanız mümkün.
Denizli’ye yolunuz düşerse bu bölgeye bir kaç saat ayırıp burada yaşayan keyifli insanlarla sohbet edip, renkli evlerin arasında dolaşabilirsiniz. Belki de siz bu yazıyı okuduğunuzda Babadağ çoktan bolca ziyaret edilen bir cazibe merkezi olmuştur bile.