Meke Gölü

Sabaha karşı saat 04:30 de Sinem’i (yol bilgisayarı) aracımızın camına taktık ve bizi Konya’dan, Meke Gölü’ne götürmesini istedik. Sinem bu sefer biraz yanılma payı ile bizi Meke Gölü’nün 2-3 km yakınındaki Acı Göl’e götürmeye kalktı; ama neyse ki eski usulle yolu sorarak sabahın 05:45 inde Meke Gölü’ne gelmeyi başardık.

Gün doğumunda en iyi yerde olup fotoğraf çekmek istiyorduk ama gölün etrafı karanlık olduğu için pek bir şey göremedik. Sabah fotoğraf çekmeye giderseniz düz yolun bitiminden sağa dönmeniz gerekiyor. O yol gölün etrafını neredeyse dolanıyor. Sizi, o meşhur, tüm fotoğraflarda gördüğünüz gölün içindeki küçük adacıkların yanına kadar götürüyor. Biz bunu bilmediğimiz için aracımızı park edip karanlıkta yürüdük.

Kış aylarında giderseniz Meke Gölü’nün etrafı dondurucu soğuk ve rüzgarlı oluyor. Tabi biz güneş doğmadan önce gittiğimizden dolayı daha bir soğuk oldu. Arabanızla gölün en kenarına kadar bile gidebilirsiniz. Biz bunu sabah olup gün doğduğunda fark ettik. Bunun için düz yolun bitiminden sola dönüp sonra yol çatallaşınca sağa girmeniz gerekiyor. Hatta biz Meke Gölü’nün ortasında bulunan sonraki bir patlama ile oluşmuş olan ikinci krater gölünün tepesine tırmandık. Bunun için kraterin tepesine giden patika yolu izlemeniz yeterli. Yol son safhalarında biraz dikleşiyor ama tırmanmak mümkün. Tırmanmayı denemek için ayağınızda bot gibi altı kaymayan sağlam bir ayakkabı olmalı. Kraterin zirvesine çıktığımızda içi su dolu 25 metre derinliği olan ikinci bir göl bekliyorduk ancak içi boş bir çukurla karşılaştık. Anlaşılan kuraklık Meke Gölü’nü de vurmuştu. Yine de oraya tırmanmış olmak heyecan vericiydi. Meke Gölü’ne tepeden bakıyorduk ve ilk defa bir kraterin tepesine çıkmıştık.

Meke dünya üzerinde bir başka benzeri olmayan bir krater gölü. Binlerce yıl önce volkanik bir patlama sonucu oluşan krater zamanla suyla dolarak göle dönüşmüş. Daha sonra ikinci bir volkanik patlama ile gölün ortasındaki ikinci volkan konisi oluşmuş. Zaman içerisinde bu koninin içeriside suyla dolarak ikinci göl oluşmuş. Bunu takiben değişik dönemlerdeki patlamalarla yedi adet daha küçük ada oluşmuş ancak gittiğimde ben 3 adet küçük adacık gördüm. Meke’nin beslendiği bir su kaynağı yok tamamen yağan yağmur sularıyla doluyor. Ancak yapısı gereği yağan yağmur sularını hemen emdiği için binyıllardır şekilsel olarak bir bozulmaya uğramamış. Önceleri buradan tuz elde ediliyormuş ancak bugün hijyen olmadığı için tuz alımı durdurulmuş. Gölün 1-2 km yakınında eşiyle birlikte yaşayan Meke Dervişi ve eşini ziyaret etmek istedik.

Kapılarını çaldık Meke dervişi koyunlarını otlatmaya götürmüş ama eşi Döndü Hanım bizi hiç tanımadığı halde evine aldı. Biraz sohbet ettik, bize bayram şekeri ikram etti veda ederek ayrıldık. Meke’ye gelip te bilenler Meke Dervişine mutlaka uğrarlarmış. Vaktiniz olursa ve tabi fotoğrafçı iseniz hem gün doğumu hemde gün batımı için beklerseniz güzel fotoğraflar çekebilirsiniz.