Şirince

İzmir’in en çok bilinen yerlerinden Selçuk’a sadece 6 km mesafede ve gerçekden adı gibi şirin bir köy Şirince. Köyün geçmişi 15ci yüzyıla kadar dayanıyor. Rivayete göre o dönemde özgür bırakılan Yunanlı köleler tarafından kurulmuş bir köymüş. İsmi ise bugünkü ismi ile taban tabana zıt olan Çirkince imiş. Bu isim 1926 yılına kadar bu şekilde kalmış ancak o tarihden itibaren İzmir Valisi tarafından köyün adı Şirince olarak değiştirilmiş.

Köyün bugünkü sakinleri mübadele ile Selanik’ten buraya göç etmiş Türk’lerden oluşuyor. Aynı şekilde burada yaşayan Rum’larda kendi ülkelerine göç etmişler. Bu değişim 1923 yılında olmuş. Her iki taraf içinde göç kolay olmamış elbette. Türkler uzunca bir süre fakirlik ile mücadele etmişler bu köyde. Ancak son dönemlerde yüzleri turizm nedeni ile bir hayli gülüyor. Köyde bir çok Rum evi restore edilmiş, otel veya restaurant olarak kullanımda. Bir çok yöremizde kullanım dışı kalan üzüm bağları burada sevindirici şekilde halen kullanımda. Köylüler Rum’lardan kalan şarapçılık geleneğini oldukça güzel bir şekilde devam ettiriyorlar. Bir çok yerde rastlayacağınız şarap satış mağazalarına girdiğinizde hemen tadım başlıyor. Neler yok ki şarap evlerinde; ahududu, çilek, vişne, muz, kayısı vs. Gönlünüze göre bir şeyi mutlaka bulacaksınız emin olun. Şarap evlerinin hepsi İstanbul’a kargo ile de şarap yolluyorlar. Şarabın yanı sıra zeytinyağı üretimi de önemli bi yer tutuyor. Yine tadına bakarak zeytinyağı alabileceğiniz bir çok satış mağazası var.

Yiyeceğin yanı sıra küçük el işleride bulacaksınız. Kadınlar ürettikleri el işi ürünleri dükkanlarda satıyorlar. Köyün hemen girişinde şimşirden kaşık üreten bir usta var. Ustanın yeri çok küçük ama ünü büyük. Çıkmadığı dergi kalmamış. Oldukça da hünerli, sohbet ederken düz bir ahşap parçasını alıp çok kısa sürede kaşık şekline getiriyor. Öğlen olduğunda yemek yiyebileceğiniz bir çok yer var. Geleneksel bir yer seçerseniz, kadınlar fırının başında gözleme açıp pişirirken siz de fotoğraflarını çekebilirsiniz.

Şirince fotoğrafçıları cezbeden bir köy. Köyün tamamı beyaza boyanmış ve doğal hali korunmuş evlerden oluşuyor. Bir çoğunun içine girip fotoğraf çekebiliyorsunuz. Halkı fotoğrafçılara aşina artık. Turistlerin fazlaca gezmediği arka sokaklar daha dar ve daha çok yerel insan manzarası yakalayabilirsiniz. Köye güzelliğini veren bir diğer özellik ise dar sokaklarının arnavut kaldırımı ile döşenmiş olması. Ancak bana sorarsanız fazlaca turistik bir köy olmuş. Elbette buna rağmen hala çok güzel görülmeye değer bir yer. Selçuk ziyareti yaptığınız bir zamanda bir kaç saatliğine buraya da uğrayabilirsiniz. Köyün üst kısımlarına doğru tırmanırsanız tepelerdeki butik otelleri gezebileceğiniz gibi köyün tamamını kuş bakışı görüp fotoğraf çekebilirsiniz.

Bu kadar turistik mekanda biraz daha doğallık bulabileceğiniz yerlerde var elbette. Köyün arka taraflarında oldukça güzel bir vadi var. Bu vadinin içinde yürüyüşler yapabilirsiniz. Vadinin içinde üzüm, şeftali ve zeytin ağaçlarını göreceksiniz. İşte burada kendinizi tam anlamıyla doğada hissedeceksiniz. Şirince’ye gitmek için en güzel mevsimler ilkbahar ve sonbahar tabi kışı da ayrı güzel. Yaz aylarında oldukça kalabalık sokaklarda yürümek istiyorsanız yaz da tercihler arasında olabilir. Burada bir gece konaklamak isterseniz sevimli butik otellerden birinde kalabilirsiniz. Ancak fiyatlar çok aşağılarda değil, bilesiniz.