Sighnaghi

28 Ağustos 2012 · Zehra Arslan

Gürcistan’da bir çok yer gördükten sonra bu sevimli şehirden içeri girer girmez kendinizi başka bir dünyada buluyorsunuz. Burası Avrupa’da bir şehir gibi duruyor. Her yer tertemiz binalar onarılmış boyanmış ve mimaride geçmişe sadık kalınmış. Burası Gürcistan’ın küçük şehirlerinden biri, nüfusu yaklaşık olarak 2500 ile 3000 kişi arasında. Tiflis’e SunExpress‘ten ucuz uçak bileti bulabilirsiniz. Tiflis’e indikten sonra karayoluyla yaklaşık 100 km mesafede, bu da yaklaşık 1 saat alıyor.

Şehir küçük ama iki tane Ortodoks Kilisesi var. Bunlardan biri Aziz George diğeri ise Aziz Stephen’e adanmışlar. Şehirde 1975 yılından itibaren tarihi binalar koruma altına alınmış. Bir zamanlar turist çekmeyen bir şehirken şimdilerde akın akın turistler buraya geliyorlar.

Halkın bir kısmı evlerini pansiyona çevirmiş ve bu işden para kazanıyorlar. Burada bir gece kalmak isterseniz bir yer bulmanız sadece 5 dakikanızı alır. Kapı önünde oturan bayanlar gelip geçerken “oda lazım mı” diye soruyorlar. Ancak ülke genelinde bir dil problemi hakim. Sizi anlayacak seviyede konuşulan geçerli dillerden birini bulmanız bir hayli zor. Kullandıkları diller Rusça ve Gürcüce arada bir Azeri’lere denk gelirseniz derdinizi Türkçe anlatabilirsiniz. Onun dışında vücut dili ile anlaşmaya çalışacaksınız.

Sighnaghi’ye gelmeden önce yolunuzun üzerinde uğramanız gereken Bodbe Manastırı var. Kurulu olduğu tepenin üzerinden Alazani vadisine bakan oldukça güzel bir manastır. Burası halen faal olarak çalışıyor. Burada sadece rahibeler yaşıyor. Ancak fotoğraf konusunda bir hayli katılar. Sadece binayı dışarıdan fotoğraflıyabiliyorsunuz. Kilise içinde fotoğraf yasak, manastır kısmı kilisenin hemen arkasında yer alıyor ama geçmek mümkün değil. Kilisenin duvarlarında ve tavanında incilden bir çok sahne resim edilmiş. Öyleki resimler Adem ile Havva’nın cennetten kovulmasından itibaren başlıyor. Oldukça iyi durumdalar, neredeyse duvar resimlerinin renkleri tüm canlılığı ile duruyor denebilir. Buradaki rahibeler ingilizce biliyorlar. Kendileri ile fotoğraf çekmeden sohbet edebilirsiniz.

Yapının inşa yılı 9. yüzyıla kadar gidiyor. Yönetimde Sovyetler olduğu dönemlerde ki bu  1924 yılına denk geliyor manastırı kapatıp binayı hastane olarak kullanmışlar. Ancak Gürcüler bağımsızlığını ilan ettiklerinde burayı rahibelere açarak tekrar manastır olarak kullanmaya başlamışlar. Manastırın alt kısmında Azize Nino’ya adanmış olan bir doğal su kaynağı var. Buraya inmek pek kolay değil baştan söyleyeyim. Yaklaşık 200 kadar basamak indikten sonra yokuş aşağı bir yolda ilerlemeniz gerekiyor. Aşağı inip yukarı çıkmanız en iyi şartlarda 40 dakika sürecektir. Ancak bu zorlu yoldan kaynağa ulaşanlar burada yıkandıklarında veya bu sudan içtiklerinde şifa bulduklarına inanıyorlar. Aynı zamanda bu manastır da aynı kadın azizeye adanmış bir yapı. Azize Nino 4. yüzyılda Gürcü’lerin hıristıyanlığa geçmesinde büyük rol oynamış.

Şehre geri dönersek, kısa yoldan ilk yapacağız şey girişte meydanda bekleyen tren şeklindeki eski araba ile kısa bir şehir turu yapmanız olabilir. Kişi başı 1 GEL yani 0,60 dolar gibi bir miktar, bu tur yaklaşık 20 dakika sürüyor. Bir iki yerde fotoğraf molası verebilirsiniz. Şehri şöyle bir görüp anlamanız için iyi olacağını düşünüyorum. Sonrasında yine hemen meydanda bulunan turizm ofisinden broşür almayı deneyebilirsiniz ama gittiğimiz her yerde ingilizce broşürün kalmadığı cevabını aldık. Size küçük bir harita verip üzerinde anlatmaya başlıyorlar.

Şehir denizden 790 metre yükseklikte. Kakheti bölgesi içinde yer alıyor. Şehir ilk kurulduğunda bir kale içi yerleşimiymiş. Şehre girmek için 6 aynı kapı varmış. Ancak bugün kale duvarlarının ve kapıların tamamı ayakta değil tabiki. Surlar şehrin etrafını 4,5 km’lik bir çember içinde kuşatıyormuş eskiden. Surların kalınlığı 1,5 metre yüksekliği ise 4,5 metreye ulaşıyormuş. Başlangıçta yazdığım şehir merkezinden bineceğiniz küçük araçla tur yaparken bu surların bir kısmını ve kapılardan ikisini görmeniz mümkün.

Saint Stephen kilisesi şehirde ziyaret edebileceğiniz yerlerden biri. Kilisenin kulelerine çıkarak şehri tepeden görebilirsiniz. Müze gezmeyi seviyorsanız Pirosmani müzesini gezebilirsiniz. Müzede arkeolojik buluntular ve resimler sergileniyor. Bu şehri ziyaretiniz Pazar gününe denk gelirse yakınlarda kurulan ve araçla gidebileceğiniz Bodbiskhevi marketini ziyaret edebilirsiniz. Burada gıdadan, eski eşyalara ve tekstil ürünlerine varana kadar pek çok şeyi bir arada ve oldukça uygun fiyatlı bulacaksınız. Bu şehir şarap imalatı ile de meşhur bir yer. Gürcü şaraplarının methini hepimiz duyarız zaten. Bu bölgede gezebileceğiniz şarap evleri mevcut. Kendi bağlarında yetiştirdikleri üzümlerden şarap yapıyorlar. Mahzenleri gezip şarap tadıp satın alabilirsiniz.

Sighnaghi’ye Tiflis’den günü birlik bir gezi yapabilirsiniz. Uzaklığı 100 km civarında. Burada kalmak isterseniz ki bence bu güzel yerde bir gece geçirilir işte size önerebileceğim bir kaç yer. Hotel Pirosmani Tel: +995 (355) 24 30 30. Web sayfasına şu anda link veremiyorum saldırıya uğradığı için girilmiyor ancak daha sonra deneyebilrsiniz www.rcheuli.ge. Bu aynı zamanda bir oteller zinciri Batum, Tiflis gibi şehirlerde de bu oteli bulmanız mümkün. Biraz lüks bir otel olduğunu belirteyim. Biraz daha uygun fiyatlı bir yer olsun derseniz Otel Maia’yı deneyebilirsiniz discoversignagi@yahoo.com adresine mail atıp fiyatlarını öğrenebilirsiniz. Şehir dışında kalmaya razı iseniz şehre 3 km mesafede bir hostel önerebilirim Hostel Tura buraya da hosteltura@yahoo.com adresinden ulaşmanız mümkün.

Sighnaghi

Gürcistan’da bir çok yer gördükten sonra bu sevimli şehirden içeri girer girmez kendinizi başka bir dünyada…

azgezmis.com

Yorumlar

  • Basta Gurcistan olmak uzere Kafkaasyanin buyuk bolumunun Hiristiyanlasmasina sebep olan kadin Azize NINO, Roma doneminden onemli bir asker olan Zabilon isimli komutan, ordudan ayrilip Kudus’e gitmis, orada misafir oldugu manastirin papazinin tanistirmasiyla Patrigin kiz kardesiyle evlenmis, bu evlilikten , ileride Azize kadar kuvvetli dini inanca sahip olan Nino dogmus. Daha sonra, dini egitimini ilerletebilmek icin Kapadokya’daki kizlar gonderilen Nino, Goreme’de iki yildan fazla sure kalmis. On bes yasina geldiginde Kapadokyadaki dini kisitlayaci baskilara daha fazla dayanamayip, sacinin arasina gizledigi kutsal kitap ile birlikte Gurcistan’a kacmistir. Ortahisar kasabasindaki yaygin inanca gore, Azize Nino’nun yasadaigi ev burada bulunmaktadir. Bu rivayet uzerine soz konusu vevde yaptigimiz arastirmada, bu soylentiyi kanitlayacak bir bulguya ulasmis olmasak da, halen evin mustemilati olarak kullanilan kucuk bir kiliseye ulastik. Sapel tarzinda yapilmis olan kilisede, Pantakrator kiyafetiyle Hz. Isa, saginda ve solunda iki bas melek tasvirleri vardir. Sagdaki Ariel, soldaki ise Uruel oldugu tasvirin altindaki yazilardan anlasilmaktadir. kilisenin guney cepesindeki duvarda ise, birhayli silinmis olmakla birlikte Azize Nino ‘ya ait olmasi muhtemel tasvir gorulebiliyor.

    • Ali Bey,
      bir Arkeolog olarak küçük bir düzeltme yapmam gerek, Pantakrator bir kıyafet değil bir duruş biçimidir. Diğer yazdıklarınızı araştırmadığım için doğruluğu konusunda bir yorum yapamıyorum. Bilgi için teşekkürler.

  • Gerçekten kesinlikle görülmesi gereken bir şehir. Herkese tavsiye ederim.

Yorumunuz?