Sinop

22 Mayıs 2010 · Zehra Arslan

Türkiye’nin kuzeydeki en üst noktasında Boztepe Yarımadasında kurulmuş olan Sinop çağlar boyu hep önemli olmuş. Bölgede Üst Paleolitik Çağa (M.Ö. 30.000–10.000) kadar giden yerleşim tesbit edilmiş. Bu şehrin en önemli yerleşimcilerinden biride Hititler o dönemde Sinuwa adı ile andıkları bu şehir, Hititlerin köklü yerleşim yerlerinden biri olmuş. Buradan geçen diğer uygarlıklar ise Lydialılar, Kimmerler, Persler, Makedonyalılar,Pontus Rum, Bizanslılar ve Alparslan’ın Malazgirt Zaferi ile birlikte bölgeye nihayet Türkler gelmişler. O günden itibaren de burası bir Türk şehri olmuş. Hani hepimizin ilkokuldan itibaren beynine kazınan harf devrimi ile ilgili meşhur bir Atatürk fotoğrafı vardır. O harf devriminin ilk dersi Mustafa Kemal Atatürk tarafından 15 Eylül 1928’de Sinop’da verilmiş. Sinop için önem taşıyan bir başka olayda, Atina sokaklarında gündüzleri fenerle dolaşıp dürüst bir adam arıyorum diyen, antik çağın ünlü düşünürlerinden Diogenes’in Sinop’da doğmuş olması.

Yukarıda tüm yazılanlardan anlaşılacağı üzere Sinop’da zengin bir tarihi geçmiş yatıyor. Bizi buraya en çok çeken şey ise tarihi Sinop Cezaevi. Bina ilk inşa edildiğinde Karadeniz’de ki en büyük Osmanlı tersanesiyken, 1887’den itibaren cezaevi olarak kullanılmaya başlanmış. Eskinin tersanesi iç kalenin içine inşa edildiği için oldukça yüksek duvarlarla çevrili. Öyleki denize bakan kısımlarda yer alan burçların yüksekliği 22 m. Surların yüksekliği ise 18 m. Bu surların kalınlığıda 3 m. Eskiden tersaneler daha çok askeri amaçlı inşa edildikleri için elbette sıkı koruma altında tutulmaları şarttı. Ayrıca bugün hapishaneyi gezerken gözünüze bir çok farklı unsurun bir arada kullanıldığı çarpacak. Bunlar Arkeik, Klasik ve Helenistik devirlere ait yapılardan sökülüp getirilmiş devşirme malzemeler. Her zaman belirttiğim gibi Osmanlı devşirme malzeme kullanımını benimsemiş ve her döneminde fazlaca kullanmıştır. Yapıyı gezerken hapishane, olmasının getirdiği tüm soğukluğu bedeninizin en derininde hissediyorsunuz. Aynı odanın bir köşesinde tuvalet, bir köşesinde mutfak ve hemen yanında yataklar yer alıyor. Odaların ön yüzleri parmaklıklar arasından engin denize açılıyor. Tutsak bir yürek bu demirlerin ardından bakmaktan ne kadar keyif alabilir diye düşünüyorum. Bir an kendimi burada esir alınmış insanların yerine koyuyorum. Hapislik; özgürlüğün esareti ve bu özgür kalbimi orada koyacak yer bulamıyorum. Kelimeler birden dökülüveriyor ağzımdan, “Allah kimsenin özgürlüğünün elinden alınmasına izin vermesin”. Hapishane oldukça büyük bir alana yayılmış, çocuk islah bölümü ve yetişkinlerin hapsedildiği bir kaç bölümden oluşuyor. Görüşme odaları gerçekten filmlerde gördüğümüz gibi, camlı bölmelerin ardında tutsaklar, ön bölümünde ise ziyaretçiler oturuyor. Yapıldığı dönemde telefon olmadığı için herhalde camın ardından yüksek sesli konuşmak zorunda kalıyorlardı. Sinop’a gittiğinizde cezaevi ziyaretinizi listenin en başına alın.

Aslında bu tutsaklık alanına gelmeden önce uğranacak doğa harikası yerlerden bahsetmek istiyordum ama hapishane öylesine ağır bastı ki önce onu anlatmak istedim. Sinop’a gelirken Sarıkum’u geçtikten sonra görülesi bir başka harika alan Hamsilos Koyu. Yol kenarında İnceburun tabelasını görünce hemen buradan içeri sapın, burası Sinop’a yaklaşık 10 km mesafede. Yolunuza önce doğal bir koydan oluşan balıkçı barınağı çıkacak. Bu alanın etrafı yeşilliklerle kaplı ve hemen yan tarafında küçük bir bataklık alanda, kurbağaların 24 saat süren konseri var. Buradan geçerek yolun sonuna kadar devam ettiğinizde kendinizi bir belgeselin içinde hissettirecek kadar güzel bir fiyorda geleceksiniz. Bu fiyordun sağı solu her yeri ormanla kaplı arabanızı burada park edip içerilere doğru biraz yürüyebilirsiniz. Eldeki bilgilere göre fiyort Deveci Deresi kenarındaki vadinin çökerek suyun altında kalmasıyla oluşmuş. Bir başka özelliğide bu fiyordun dünyada benzerinin sadece Norveç’de görülmesi, bu oluşuma ria tipi kıyı denmekte. Yani fiyort dünyada eşine az rastlanır bir seyir yeri.Fiyordun aksi istikametinde ise dalgaların iç kısımlara kadar gelip çarptığı küçük bir mağara yer alıyor.

Tekrar Sinop’a doğru devam ettiğinizde bu sefer sağ tarafda Erfelek Şelaleri tabelasını göreceksiniz. Şelaleler Sinop merkeze 42 km mesafede. Erfelek veya Tatlıca Şelaleri adı ile anılan bu akarsu bir kaç takım şelaleden oluşuyor. Her yıl Temmuz ayının ilk pazar günü bu şelalelerde doğa şenliği düzenleniyor. Bu kapsamda yürüyüşler, yüzme ve güzellik yarışmaları yapılıyor ayrıca satış için bazı standlar kuruluyor. Bu tarihde yolunuz düşerse şenliği görmek keyifli olabilir.

Paşa Tabyaları, Sinop’da yapılmış olan savaşın, bugün turizm geliri haline dönüştürüldüğü bir yer. Tabya, Sinop yarımadasının güneydoğusunda Osmanlı-Rus savaşları sırasında denizden gelecek tehlikelere karşı 19. yy da inşa edilmiş. Yarım ay şeklinde olup içerisinde 11 adet top yatağı, cephanelik ve mahzenlerden oluşuyor. Dün tüfeklerin, süngülerin çarpıştığı bu bölge, bugün yemek yiyebileceğiniz bir alan olarak hizmet veriyor. Burada yemek, yemek sizi rahatsız ederse, o zaman Sinop kalesini gezdikten ve şehri tepeden gördükten sonra,size mutlaka limanda yemek yemenizi önereceğim. Bizim yemek yediğimiz Vira Vira Balık Evini tavsiye edebilirim hemen limanın girişinde (Tel: 0545 505 86 76) burada Hamsi Kuşu yiyebilirsiniz. İki tane hamsi kılçığı çıkarılarak açılıyor ve arasına domates soğan gibi malzeme konup mısır unu ile kızartılıyor, balık sevenler için Hamsi Kuşu müthiş bir lezzet. Yemenizi tavsiye edeceğim diğer yemeklere gelince, mısır çorbası, yine Hamsi’den yapılan içli tava ve içine değişik malzemeler konularak yapılan bir tür hamur işi olan nokul ve mamalika. Sinop bir sahil kenti olduğu için burada hep tekneler yapılmış ve Sinop’a has bu tekneler bugün maket olarak dükkanlardaki yerlerini almış durumda. Fiyatları oldukça uygun olan bu zarif teknelerden alarak evinizi süsleyebilirsiniz. Son olarak kuş fotoğrafları çekmekten keyif alanlar, Ayancık-Akgöl, Durağan Göleti, Altınkaya Barajı, Çangal Ormanları, Göktepe Ormanları, Dranaz Ormanları, Zindan Ormanları ve Soyuk Ormanlarında kuşları fotoğraflayabilirler.

Sinop

Türkiye’nin kuzeydeki en üst noktasında Boztepe Yarımadasında kurulmuş olan Sinop çağlar boyu hep önemli olmuş. Bölgede…

azgezmis.com

Yorumlar

  • sinopluyum ama sinoptan uzağım.AYDINDA ikamet ediyorum.Sinopu tek geçiyorum…

  • Şu koskoca türkiyede en beğendiğim ve aşık olduğum şehirdir. 2 sene orada yaşadım gerçi o zamanlar daha ufaktım 10 – 11 yaşındaydım ancak şimdi oraya gitme imkanım olsa gider yaşarım, Üniversite tercihleri zamanı geldiği vakit ilk sinop’u yazağım. Ahh ahh o aşıklar meydanındaki cıvıl cıvıl insanlar yelken klubunun karşısındaki mantıcı (yengemin yeri olması lazımdı tam olarak hatırlamıyorum ama mutlaka gitmenizi tavsiye ederim.).. Kelimeler yetmiyor vallahi sinop için =) gidin hayatınızı yaşayın =)

    • Merhaba Berk bey,
      beni Doğu Karadeniz daha çok etkiliyor ancak Sinop’da kendine has bir güzelliğe sahip.

  • Şu sıralar ankaralı gezginler grubu üyesi iki arkadaşım Sinop’ u ve güzel ilçesi Gerze’ yi geziyor. Yazınızı hemen onlara ilettim. Elinize sağlık…
    gezgince sevgilerimle,
    Necati Ekmekçioğlu

    • Necati bey,
      umarım bilgiler işlerine yarar. Birde Sarıkum’u görmelerini tavsiye edeceğim.

Yorumunuz?