Başka bir isimle yavaş yaşayan yer diyebiliriz Sığacık için. Dünyada bir kaç yerde başlatılan yavaş yaşam hareketinin Türkiye’de ilk gerçekleştiği yer burası. Sığacık, İzmir’e bağlı Seferihisar ilçesinin 6 mahalesinden biri ve en bilineni diyebiliriz. Burada işleyiş yavaş akıyor kimsenin acelesi yok amaç hayatı yavaşlatmak.
Citta Slow hareketi olarak adlandırılan bu yaşam şekli ilk olarak 1999 yılında İtalya’nın, Toskana bölgesinde Chianti adlı küçük bir şehrin valisi olan Paolo Saturnini tarafından ortaya atılmış bir fikir. Hayat kalitesini artırarak bir slow food yani yavaş yemek hareketi olarak başlamış.
Bu düşünceyi yaymak için vali başka şehirleri dolaşmış ve sonunda fikri başarılı olmuş. Sağlıklı tarımsal ürünler üretilmesi, kullanılan eşyalarda geleneksel yöntemlerle imalat, küçük el sanatlarının yeniden canlanması, yaşanılan yerlerin kafelerin, mağazaların, meydanların, lokantaların kısaca her yerin bir ruhunun olması ve bu ruhu kaybetmemesi adına başlatılmış bir hareket. Bu bir birlik ve bazı kriterleri var başvurada bulunan şehirler bu kriterleri yerine getiriyor.
İşte bu hareketin Türkiye’de başlatıldığı ilk yer yukarıda da belirttiğim gibi Seferihisar. Bu hareketin amblemi de bir salyangoz seçilmiş. Konuya oldukça uygun değil mi? Ülkemizde Citta Slow birliğine girmiş olan başka yerler de var . Bunlar nereler derseniz Akyaka, Germiyan, Gökçeada, Halfeti, Perşembe, Vize , Taraklı, Yalvaç, Yenipazar. Ayrıca KKTC’de Yeniboğaziçi de Citta Slow hareketi içinde yer alan yerlerden.
Sığacık kale içindeki yerleşim bir kaç sokaktan ibaret ancak sokaklarda sıcacık bir ortam var. Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmış olan kale içinde bugün küçük eski evler bulunuyor. Bu evlerin bir kısmı minik dokunuşlarla dekore edilmişler bugün tertemiz ve göze çok hoş görünüyorlar. Bazı evler birbirine yaslanmış inşa edilmiş. Çoğu geleneksel Türk mimari özelliklerini üzerlerinde taşıyorlar, eyvanlı ve iki katlılar. Sığacığın dar sokaklarında dolaşırken Ege’nin güzel bir köşesinde olduğunuzu herşeyiyle hissediyorsunuz.
Pazar günleri Sığacık kale içinde bir pazar kuruluyor. İşte o zaman biraz sakin yaşamdan çıkıyor; ama yine de orada olmak keyifli. Bu pazarda sadece civar köylerde yaşayanlar kendi bahçelerinde yetiştirdiği ürünleri satabiliyor. Kadınlar evlerinde yaptıkları yiyecekleri getirip satıyorlar, bazı mağazalar sadece pamuklu kumaşlardan yapılmış ürünleri satıyor. Ancak bu tekstil ürünlerinin bir dükkanda fahiş fiyatlı olduğunu yazmak istiyorum. Ev kadınlarının yaptığı yemekleri satan ucuz bir lokanta da pazarın içinde yerini almış.
Kalenin içindeki dar sokaklar ve küçük evler en sonunda denize ve Sığacık limanına açılıyor. Burada atmosfer birden değişiyor demirlemiş olan bir çok tekne ve büyük bir market var. Otantik görüntü yerini hemen bugüne bırakıyor. Kalenin burçlarına çıkıp yukarıdan Sığacık limanına ve kale içinin genel görünümüne bakabilirsiniz. Yemek için küçük mekanlarda oturup yiyebileceğiniz gibi biraz kalabalıksanız kale dışına çıkıp sahildeki balık lokantalarına da gidebilirsiniz. Balık için pazarlık etmeyi unutmayın derim.
Sığacık tarihi zenginliği ile de görülmesi gereken bir yerleşim yeri. Ion şehirlerinden biri olan ve antik çağda önemli bir yere sahip Teos şehri burada yer almakta. Şehire ait bir Agora (alışveriş mekanı) bugünün AVM’si diyelim ama elbette çok daha özgünlerdi, akropol (şehirlerin yanında yer alan yüksek bölüm Yunanca’da akropolis yukarıda bulunan şehir anlamına gelmekte), nekropol (ölüler şehri yani mezarlık) günümüzde şehir dışına yapılan mezarlar eski çağlarda şehrin içinde yer alabiliyordu.
Ayrıca tapınak ve tiyatro ile surların kalıntısını görmeniz mümkün. Tabiki çok büyük beklenti ile gitmemenizi öneririm her zamanki gibi göreceğiniz şey bir iki kırık sütun parçası ile birkaç duvar kalıntısı olacak. Görecekleriniz geçmişte ki görkemini hayal bile etmemize yetecek kalıntılar değil.
İzmir’e sadece 55 km olan Sığacık Pazar günleri gitmek için İzmirlilere güzel bir seçenek olabilir. İstanbul’dan gidecek olanlar da bir başka rota ile daha birleştirip bir hafta sonu gezisi yapabilirler. O rotayı da bir daha ki sefere yazacağım.