Burası da neresi bu nasıl isim dediniz belki. Burası Hollanda’da güzel bir köy bizi oraya çeken en büyük özellik de yel değirmenleri. Burada 18. yüzyıldan kalma 19 adet yel değirmeni bulunuyor. Hollanda’nın bir kısmı deniz seviyesinin altında yer aldığı için yel değirmenleri o dönemde suları tahliye etmek için kullanılan en önemli yapılardan. Öyle ki durdukları anda bölge sular altında kalabiliyormuş. Kinderdijk’de bu değirmenlerin en yoğun olduğu bölge. Değirmenler 1997 yılında UNESCO tarafından dünya mirası listesine alınmış. Böyle bir şeyi öğrendiğimde o yeri hemen ziyaret etmek istiyorum. Bugüne kadar UNESCO beni hiç yanıltmadı koruma altına aldığı her yer kesinlikle çok özel ve güzel. Bu seferde gittiğime değdi.
Yel değirmenleri tam iki nehrin birleştiği yerde sağlı sollu inşa edilmişler. Bu nehirler Noord ve Lek isimlerini taşıyor. Değirmenleri görüp fotoğraflayacağınız bir sürü güzel nokta var. Nehiri ikiye bölen yoldan yürüyüp her iki tarafınızda bulunan değirmenleri buradan fotoğraflamanız bile güzel kareler çekmeniz için yeterli. Bir değirmen müze haline getirilmiş durumda içinde bir de değirmenci var. Nasıl çalıştıklarını merak ederseniz müze değirmenin içine girip detaylı bilgi alma şansınız var. Değirmenci sizi gezdirip bilgi veriyor. Normal sezonda müze haftanın 7 günü sabah 09:00’dan akşam 18:00’e kadar açık fakat kış aylarında sadece hafta sonları açık oluyor. Ancak müze değirmen kapalı olsa bile değirmenler arasındaki yolda her zaman yürüyüp fotoğraf çekebilirsiniz. Bu bölge sürekli olarak açık.
Biz Mart ayında gitmiştik her yer buz gibiydi iki suyun arasında yürüdüğümüz için soğuğu iliklerimize kadar hissettik desem yeridir. Buraya gitmek için en iyi mevsim bahar ve yaz ayları yürüdüğümüz yolun her iki tarafı da su olduğu için soğuk rüzgarla birlikte dayanılmaz oluyordu. Buna rağmen pes etmeyip 45 dakika kadar bu yolda yürüyüp fotoğraf çektik. Kışın dahi olsa yolunuz bu tarafa düşerse mutlaka bu değirmenleri görmenizi öneririm. Bulundukları konum oldukça güzel. Etrafları olduğu gibi sazlık bu da değirmenlerin görüntüsüne daha bir güzellik katıyor. Düz giden yol bazen kıvrılıyor bazen bir köprünün üzerine çıkıyorsunuz. Özellikle fotoğrafçılar için ne yana baksanız fotoğraf var diyebilirim.
Ortadaki yolda yürürken bazen kalabalık bir grup tek sıra yürüyerek size fotoğraf zemini oluşturuyor bazen de bir okuldan gelen bisikletli öğrenciler güzel bir kare çekmenize yardımcı oluyorlar. Hollanda , değirmenleri ile ünlü olduğu kadar bisikletleri ile de ünlü biliyorsunuz. Hollanda genelinde bir çok kişi sabahları bisikletleri ile işe gidiyor. Kar dahi yağmış olsa bu görüntü değişmiyor. İşte bu değirmenleri de bisiklet kiralayarak gezen bir çok kişi var. Yol dar olduğu için Tek sıra halinde gidiyorlar bu da oldukça güzel kareler oluşmasına yardımcı oluyor. Sezonda bisiklet kiralayarak değirmenler bölgesini dolaşmanız mümkün ya da tekne turu yapabilirsiniz. Tekne turu kanallar arasında yaklaşık yarım saat sürüyor ve ücreti 4 Euro. Bunlar 2013 yılının fiyatları elbette siz gittiğinizde biraz değişiklik gösterebilir. Burada sezon Nisan ile Ekim ayları arası demek oluyor. Onun dışındaki aylarda bazı hizmetleri bulmanız zor olacaktır.
Kinderdijk Amsterdam’a yaklaşık 99 km mesafede. Buraya toplu taşıma ile ulaşmak isterseniz biraz zorlanabilirsiniz. Çünkü önce Rotterdam’a gelmeniz gerekecek. Amsterdam’dan geliyorsanız, trenle Rotterdam’a gelip buradan 90 numaralı otobüse binebilirsiniz. Bu yolla gelişiniz biraz uzun sürecektir. En kolayı eğer bir kaç kişi gitmişseniz araba kiralayarak gelmek olur. Böylece seçeceğiniz arabaya göre tren ve otobüse vereceğinizden daha ucuza bile gelme şansınız olabilir. Değirmenlerin başlangıç yerinde aracınızı koyabileceğiniz bir otopark mevcut. Sanırım ücreti 5 Euro idi. Otoparkın olduğu mekanda çay, kahve içebileceğiniz ve bir şeyler atıştırabileceğiniz küçük bir kafeterya mevcut. Değirmen yakınlarında elbette hediyelik eşya satan bir kaç dükkan da var buradan üzerinde değirmenlerin olduğu bir çok süs eşyası alabilirsiniz.