Katmandu

15 Kasım 2012 · Zehra Arslan

Nepal’de çok farklı görüntüler sizi bekliyor olacak. Everest ve büyük bir bölümü bu ülkede bulunan Himalayalar’ı ülkenin bazı bölgelerinden yer yer görmek mümkün. Himalayalar’ın en yüksek yeri yani Everest 8848 metre ile dünyanın çatısı. Himalaya sıradağları Pakistan, Nepal ve Bhutan’ı kuşatıyor. Ancak yukarıda da belirttiğim gibi büyük bölümü Nepal’de.

Nepal’de Himalayalar’dan başka muhteşem bir renk cümbüşü ve müthiş bir Hindu kültürü göreceksiniz. Öyle ki eğer biri biraz olsun dindarsa köprüden geçerken bile Su Tanrısına, Köprü Tanrısına ve üzerinde gittiği arabanın Motor Tanrısına dua ediyor. Buradan da anlaşıldığı gibi inandıkları bir çok Tanrı mevcut. Tapınakları gezerken başınız dönüyor duyduklarınızdan. Türkiye’den uçakla Katmandu’ya gidebilmek direkt mümkün olmuyor, çeşitli havayolu şirketlerinden aktarmalı ucuz uçak bileti bulabiliyorsunuz. Son zamanlar THY den aktarmasız uçuşlar da başlamış durumda.

Ülkede öncelikle Hinduizm sonra da Budizm etkilerini göreceksiniz. Tanrılar, budalar, sadular, tapınaklar, hacılar, tapınmalar ve her yerde göreceğiniz dua çarkları işte tüm bunlar baş döndürücü. Tapınaklarda neredeyse her bir tanrı heykelinin önüne açılmış olan minik bir delikten içeriye paralar akıtılıyor. Bütün inançlı insanlar tapınaklara bağışta bulunuyorlar. Özellikle de hacılar.

Hacı olmak için geldikleri Katmandu’ya 8 km mesafedeki Budist Boudhanath Stupa’sının etrafı hiç boş kalmıyor. Bu stupa Endonezya’daki stupadan sonra dünyadaki ikinci büyük stupa. Büyük bir kubbenin altında yapı yer alıyor. Kubbenin altında tam olarak ne olduğu bilinmiyor, ancak Buda’nın rölikleri yani kemiklerinin yer aldığına inanılıyor. Saygıdan dolayıda hiç bir zaman açılıp bakılmamış. Hacılar sürekli olarak stupanın etrafını tavaf ediyorlar. Bu tavafı yılda 108’e tamamlamaları gerekiyormuş. Bir günlük dönüş de günde en az 3 kere olmalıymış. Budistlere göre insanın kurtulması gereken 108 adet kötülük var. Bu yüzden 108 sayısını birçok yerde görmek mümkün. Stupanın etrafı büyük dua çarkları ile çevrili. Etraftaki hediyelik eşya satan dükkanlardan sürekli yükselen “Om mani padme hum” mantrası adeta bu ortamın mistisizmini tamamlıyor.

Bu dükkanlarda satılan bir çok hediyelikten biri de müzik yapan kap (singing ball) dedikleri, değişik metallerden üretilen bir kap. Bu kabı Nepal’de bir çok yerde göreceksiniz. İçine su doldurulup küçük bir çubuk ile kenarlarına dokunduğunuzda kap rezonansa geçiyor ve gerçekten müzik gibi bir tını çıkıyor. Bu kapları avucunuzun içine aldığınızda müthiş bir titreşim hissediyorsunuz, bu rezonansın vücuda yayılarak kan dolaşımını hızlandırdığı söyleniyor. Aynı zamanda bu kaplar meditasyon yapmak için de kullanılıyor.

Stupadan sonra ilgi çekici bir mekan olan Pashupatinath’i mutlaka görmelisiniz. Eğer fotoğraf çekiyorsanız bu mekana mutlaka 2-3 saat ayırın. Katmandu merkeze 5 km mesafedeki bu tapınakta ölüler yakılıyor. Ben kendimi burada bir belgeselin içinde hissettim, siz gidip gördüğünüzde nasıl hissedersiniz bilemem. Sahne şöyle, ortada Bagmati Nehri hemen kenarında ve yüksekte ölüleri yaktıkları kaideler, ölüm ateşini başlatan özel elbise giymiş erkekler, nehrin içinde dolaşan bir sürü maymun, arkada oturan Sadu. Gördüklerim beni fazlasıyla etkiledi.

Ölen kişinin önce üzerindeki kıyafeti çıkararak yeni bir kıyafet giydiriyorlar. Sonra cesedin etrafına çiçekler diziyorlar. Ailenin en büyük erkek çocuğu yakma işlemini başlatıyor. Bu erkek çocuk da özel beyaz bir elbise giymiş oluyor. Yakma işlemini başlattıktan sonra hemen orada gidip saçlarını kazıtıyor. Bu işlemi 3 yıl boyunca her yıl bir kere olmak üzere yapıyor. Bir nevi anma gibi düşünülebilir. Ailede bir erkek çocuğun olması çok önemli çünkü ölüm ateşini başlatan bir erkek çocuk olursa tekrar dünyaya geldiklerinde çok iyi reenkarne olacaklarına inanıyorlar. Ölülerin yakıldığı bu mekan kesinlikle çok değişik bir atmosfer.

Bir başka baş döndürücü stupa ise Swayambhunath. Buraya maymunlar tapınağıda deniyor. Budist stupası olmasına rağmen yapımına Hindu’lar da yardım etmiş bu nedenle bugün hem Budist hemde Hindu’lar tarafından ziyaret ediliyor. Yine de burada karşınıza daha çok budist hacılar çıkacak. Tapınağın etrafını sürekli olarak dolanarak dua çarklarını çevirdiklerini görceksiniz. Tapınak Lord Buda’ya adanmış. Dört bir tarafında Buda’nın gözleri çizili. Tapınağa ya 365 basamaklı merdivenlerden çıkarak ya da araçla önüne kadar gelip azda olsa bir miktar merdiven çıkarak ulaşabilirsiniz. Sakın ama sakın bu tapınakta yürürken hiç bir şey yemeyin. Etrafınızda dolaşan maymunlar size bu nedenle saldırıp elinizde yediğiniz yiyeceği almak isteyeceklerdir. Bizzat üzerime doğru koşarak gelen maymundan elimdekileri atarak kurtuldum. Hastalık taşıma riskleri de olduğundan size dokunmaları pek iyi olmaz. Bir de yanında yavrusu olan maymunlara pek yaklaşmayın onlarda bunu bir saldırı olarak algılayıp karşı atak yapabiliyorlar. Işığın iyi olduğu bir saatte tapınağa çıkarsanız Katmandu’yu tepeden görüp fotoğraflama şansınız olacaktır.

Biraz daha şehrin içine dönersek görülecek çok güzel üç merkez var. Katmandu eskiden krallıkla yönetilirken, Katmandu, Patan ve Bhaktapur 3 ayrı krala aitmiş ve biri bir tapınak yaptığında diğeri daha fazlasını yapıp ilkinden daha görkemli olması için uğraşırmış. Biz tura Katmandu’daki eski şehirle başladık. Burada çok büyük bir meydan var bu meydanın adı Durbar yapılar da etrafında toplanmışlar. Ancak başlangıçta bana büyük gelen bu meydan Bhaktapur’u görünce hiç bir şey geldi. Diğer şehirlerdeki meydanlarda aynı isimle yani Durbar olarak anılıyor.

Katmandu Durbar’a girmek için şehrin girişinde 700 Rupi ödüyorsunuz, bu da yaklaşık 8 dolar yapıyor. Katmandu Durbar meydanının bir köşesinde yaşayan tanrıça dedikleri küçük bir kız çocuğu olan Kumari’nin evi yer alıyor. Avlulu bir ev, kapıdan içeri giriyorsunuz ve Kumari’nin çıkıp size gözükmesini bekliyorsunuz. Bir iki dakikalığanı pencerenin önüne geliyor. Çıkarken sizden yüz görümlüğü gibi bağışta bulunmanız isteniyor. Kumari’nin diğer çocuklardan farklı olduğu düşünülüyor. Bizim gördüğümüz 8 yaşındaydı. Bir çok çocuk arasından en güzel ve en cesur olanı seçiliyormuş. Bunun için bir takım testlerden geçiyor bunlardan biri; yüzlerce büyük baş havyanı kesip bir tapınağa kanlı bir şekilde bırakıyorlar ve küçük kız içeri girdiğinde korkmazsa Kumari seçiliyor. Tabi daha bir çok başka kıstasları da geçmişse. Kumari ailesinden alınıyor ve bir koruyucu ailenin yanında özel bir evde yaşıyor. Maalesef okula gidemiyor bütün gün boyundan büyük işlerle ve ibadet ile meşgul oluyor. Ailesine ise bir miktar maaş bağlanıyor. Küçük kız ergenliğe adım attığında saflığının bittiğine inanıldığı için evine geri gönderiliyor ve kendisine küçük bir maaş bağlanıyor. Ancak eğitimsiz olduğu için ve geçmişte Kumari ile evlenen bir erkeğin ilk gece ölmesinden dolayı kimse Kumari ile evlenmek istemiyor. Bu döngü böyle devam edip gidiyor. Bugünlerde aileler eskisi gibi çocuklarının Kumari olmasını istemiyorlar.

Gelelim yeniden Durbar meydanına. Meydan cıvıl cıvıl her yanda irili ufaklı tapınaklar var. Sağınızda solunuzda Sadular elinizde fotoğraf makinasını görünce sizi süzerek tur atmaya başlıyorlar. Çünkü ilginç olduklarını sizin dayanamayarak fotoğraflarını çekeceğinizi biliyorlar. Hemen ellerini açıp para istiyorlar. Elbette bu kişiler gerçek Sadu değiller. Sadu rolü yapan ve fotoğraf çekimlerinden para kazanan fakirler. Durbar meydanında Kumari’nin evinin yan tarafında bir açık pazar kuruluyor. Bu pazarda bir sürü hediyelik eşya bulabilirsiniz. Bir de zamanın hippilerinin takıldığı freak caddesi dedikleri bir cadde var. Nepal müziği almak isterseniz bu caddeye bir uğrayın. Ayrıca oturup birşeyler içebileceğiniz yerlerde var. Nepal’de alışveriş yaparken şunu bilmelisiniz ki size söylenen rakamlar gerçeğin neredeyse 4-5 katı. Her alışverişinizde mutlaka pazarlık yapın. Nerede durmanız gerektiğini ikinci gün fiyatları biraz kavrayınca anlayacaksınız zaten.

Durbar meydanları içinde kesinle görülmeden gelinmemesi gereken Bhaktapur ve biz de bir kaç saatimizi oraya ayırıyoruz. Ancak burada bir gün değil günler geçirebilirsiniz. Müthiş bir mimari, müthiş sokaklar, müthiş fotoğraflar. Bir meydan başka bir meydana açılıyor. Her meydan ayrı güzel ve etkileyici. Ancak ödenen giriş ücreti 15 Dolar. Almasalar daha iyi; ama ödenen paranın her kuruşuna değer diyebilirim. Tapınakların içinde buğday ayıklayan kadınlar, tapınakların kenarlarında kafalarında fesler takılı sohbet eden yaşlı erkekler. Tüm kapıları gülümseyerek ne onları selamlayarak “Namaste” ile açmanız mümkün. Sonrasında rahatça fotoğraf çekebilirsiniz.

Bhaktapur oldukça büyük bir alana yayılmış durumda yürüyerek bir baştan bir başa gitmeniz 35 -40 dakika sürebilir. Antik şehrin içinde hayat devam ediyor. Şehrin içinde mahalleler, evler, çocuklar ve tabi tapınaklar her şey yerli yerinde duruyor. Şehirdeki bir meydan sizi başka bir meydana götürüyor. Her biri bir öncekinden daha güzel ve ihtişamlı tapınaklarla dolu meydanlarda gezmek inanılmaz keyif verici. Biraz fotoğraf biraz tapınak ziyareti derken geliyorsunuz son nokta olan 50 pencereli tapınağın olduğu noktaya. Burada oturup meydanı seyrederek bir fincan çay veya kahve iyi gidiyor. Ancak çay siparişi verirken siyah çay (black tea) demeyi ihmal etmeyin yoksa İngiliz usulü sütlü çay getiriyorlar.

Son meydan ise Patan Durbar meydanı. Patan, Katmandu’ya yaklaşık 3 km mesafede. Dünyadaki bilinen en eski Budist şehri olduğu düşünülüyor. Tarihi 3. yüzyıla kadar gidiyor. Patan Durbar meydanının dört bir tarafında 4 tane stupa yer alıyor. Patan’da sanatçıların sanatlarını konuşturmuşlar. Yapılarda oldukça etkileyici metal ve ahşap işlemeciliği gözünüze çarpacak. Diğer Durbar meydanlarında olduğu gibi burada da müthiş hareketli bir ortam var. Patan şehrine girmek için 500 Rupi yaklaşık 6 Dolar ödemeniz gerekiyor. Yine hatırlatayım bu 2012 yılının fiyatı, siz gittiğiniz de değişiklik olabilir.

Biraz da alışveriş derseniz sizi bunun için cazip bir yere götüreceğim. Thamel’e evet burası turistlere hitap eden ve fiyatların 4 ile 5 kat fazla söylendiği bir yer ama iyi pazarlık yaparsanız çok ucuza malzeme alırsınız. Nepal’a ait bir çok dokuma pantolon, tişört ve adrenalin sporları ile yürüyüş için her türlü malzemeyi bulabilirsiniz. Elbette bu ürünler Nepal’de üretilmiş taklitler ama malzemeleri sizi bir süreliğine götürür. Thamel, Katmandu Durbar meydanının hemen yanında. Sağlı sollu mağaza kaynayan bir yer. Örneğin The NorthFace bir montu 10-15 USD ile alabilirsiniz. Bu ürünlerin gerçekleri de burada mevcut Türkiye’den yaklaşık %30 daha ucuz olduğu söyleniyor. Ancak böyle bir ülkede gerçekmidir cesaret edemediğim için almaya yanaşmadım. Bir ara yemek molası vermek isterseniz Thamel’de Sagarmata’ya gidin burası arada minik bir meydan ve bir kaç yemek yiyebileceğiniz yer mevcut. Üstelik burada Türk Kahvesi de yapıyorlar.

Nepal’de iyi bir otele günlüğü 20-30 dolar ödeyerek kalabilirsiniz. Ancak bu ülkede araba kiralayıp şehirden şehire gitmek delilik olur. Trafik kuralı ve ışık yok. Yollar inanılmaz derecede bozuk ve tehlikeli. Şehir dışına çıktığınızda gideceğiniz yol sürekli virajlı dağ yolları. Kamyonlar ve otobüsler birbirlerini bu virajlarda kornaya basarak solluyorlar. Burun buruna geldikleri oluyor bu sollamaların arasından bir de motosikletler işliyor. Bunlar yetmezmiş gibi araç direksiyonları da sağda. Şehir dışına seyahat edecekseniz bir şirketle gitmek en iyisi. Ya da oranın yerel otobüslerini kullanabilirsiniz. 120 kilometrelik yolu yaklaşık 4 ile 5 saatte alacaksınız. Bindiğiniz otobüste klima yok ağzına kadar dolu ve ülke genelini çok hijyen olmadığını düşünürsek kötü kokular içinde bir seyahat olacak. Elbette değişik deneyim yaşayıp ülkeyi öğrenmek için bu seyahat türü de tercih edilebilir.

Gittiğinizde sadece Katmandu’da kalıp geri dönerseniz işiniz kolay. Girişte vizeyi havalimanında 25 USD ödeyerek alıyorsunuz. Bunun için bir fotoğraf gerekiyor. Yeşil pasaportlu bile olsanız vize almanız gerekiyor. Sonrasında şehir içinde taksiler veya bisikletli taşıyıcılar olan rikşalarla seyahat edebilirsiniz. Ancak altın kuralı unutmayın araca binmeden önce pazarlık edin ve rakamı anladığından emin olun. Yemek konusuna gelince benim gördüğüm en meşhur yemekleri momo. Bu bizim mantının Nepal versiyonu. Ancak bir tane momo bir hayli büyük bizim mantıya oranla. Peynirli yememenizi öneririm çünkü içine şekerde koyuyorlar. En makbulü Yak etli olan momo. Yak bizdeki büyük baş hayvanlara karşılık gelen bir büyük baş hayvan.

Nepal’in Nüfusu 2011 verilerine göre yaklaşık 30.500.000 kişi. Nüfusun beş milyonu Katmandu’da ve başkent Katmandu en renkli şehirlerden biri. Burada hele de fotoğrafçıysanız hiç sıkılmadan çok rahat bir hafta geçirebilirsiniz. Her tarafı fotoğraf ve renk kaynıyor.

Katmandu

Nepal’de çok farklı görüntüler sizi bekliyor olacak. Everest ve büyük bir bölümü bu ülkede bulunan Himalayalar’ı…

azgezmis.com

Yorumlar

  • Çok güzel anlatmışsınız. Namaste.

  • Ne zaman gidiyoruz?

    • 2013 Nisan ayında tekrar gidiyoruz :)

  • Cok aydınlatıcı bir yazı. İngiltere’deyken Nepal’li bir arkaadsımız vardı. Adam hep güler yüzlüydü.Hiç suratını astıgını görmedim . Bir yanda arınma ve huzuru bulma, bir yanda fakirlik. Değişik değil mi??
    Sevgilerimle arkadasım. Kendine iyi bak.

    • Sevgili Filiz,
      evet gerçekten çok farklı ve düşündürücü.

  • Etkileyici, kültürümüze çok yabancı. Kendimi içinde hayal ettim gezinin. Kendi gezi deneyimlerimi de sizlerle paylaşmak için can atıyorum. Bol gezili günler…

Yorumunuz?