Hacıkırı

Herhalde, Hacıkırı Adana’da yaşayan tüm fotoğrafçılar tarafından bir kere ziyaret edilmiş bilinen bir yerdir. Burası Karaisalı ilçesinin bir köyü ve Adana’ya karayolu ile uzaklığı 64 km. Bu köydeki en çekici yan demiryolu ve trenler. Trenin normalde geçemeyeceği bir uçuruma kafes taş örme tekniği ile bir köprü yapılmış. Bu köprünün demirleri üzerinde 1910 tarihinin yazılı olduğunu gördük. Köprünün bilinen başlangıç tarihi 1907 ve bitiş tarihi 1912. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Bağdat demiryolu ihale ile Almanlara verilmiş. İşte bu köprüde o yıllarda Almanlar tarafından yapılmış köprülerden bir tanesi. Köprüyü karşıdan gördüğünüzde muhteşem estetiğine kapılıp seyrine doyamıyorsunuz. 4 adet ana ayak üzerinde duran bu köprünün uzunluğu 172 m.

Birde hikayesi var bu köprünün. Halk arasında ismi Varda bazende Vardıha köprüsü olarak geçiyor. Köprü yapılırken ayakları arasına çıkrıklar konmuş, çalışanlar bu çıkrıkların ucuna kovalar asıp taşları içine koyuyorlarmış. Çıkrığı çektikçe taş yukarı veya aşağı gönderiliyormuş. Taşın ulaştığı yerdeki kişide vardıha diye seslenerek taşı aldığını belirtiyormuş. Birgün Alman mühendislerden biri köprü üzerinde kontrol amaçlı dolaşırken aşağı düşmüş yere çakıldığında işçilerden biri vardıha diye bağırmış, Almanlar’da o günden sonra bu köprüye Vardıha Köprüsü adını vermişler. Bu mühendis dışında burada 21 tane de işçi köprü yapım aşamasındayken hayatını kaybetmiş.

Varda veya Vardıha denen köprüye giderken geçtiğiniz yollarda oldukça cezbedici. Birkaç kere tren yolu üzerinden çapraz geçiyorsunuz daha sonra içinden bir arabanın rahatça geçebildiği mağaralardan geçip taş köprüyü tam karşıdan görebileceğiniz bir açıklığa çıkıyorsunuz. Bu mağaraların yer yer açık duvarlarından Vardıha Köprüsü ve arkasındaki kanyon gözüküyor.Eski tren yolunun başına geldiğinizde bugünkü köprüde hemen karşınıza çıkıyor. Eski yol bu vadide bir U çizerek gittiği için trenin dönüşlerinde risk teşkil ettiğinden yeni köprü yapıldığında eskisi kullanıma kapanmış. Bugün bu köprünün ayaklarının bir kısmı duruyor. Bu güzel manzaranın hemen karşısında Mustafa’nın yeri diye bir yer var. Burada bir aile yaz aylarında çay, gözleme gibi şeyler yaparak, köprü karşısında keyif yapmanıza yardımcı oluyor. Hele birde tren geçtimi o güzel köprünün üzerinden seyrine doyum olmuyor.

Bağdat tren hattı yapılırken bu köprü dışında buraya toplamda 14,4 km uzunluğunda 37 adet de tünel yapılmış. AFAD fotoğraf klübünden bize eşlik eden Tarık arkadaşımız yöreyi oldukça iyi bildiği için bizi hala işlemekte olan demiryolu üzerinde bulunan bu tünellerden birine soktu. Fazlaca karanlık olduğu için ben geri döndüm ancak eşim ve Tarık arkadaşımız 2 km boyunca karanlık tünelde yürüyerek bir başka köprüye ulaşıp burada yine seyrine doyum olmaz bir vadiye bakan başka bir köprünün fotoğraflarını çektiler. Bu tünellerde yürürken tren geldiğinde içine girebileceğiniz büyük dehlizler yer alıyor. Elbette her şeye rağmen tehlikeli bir iş.

Hacıkırı köyüne gelirken arabayla yüksek tepelerden geçiyorsunuz. Şansınıza hava bulutlu ve parlayan bir güneş varsa bu tepeden Adana, Seyhan nehrini ve altınızda kıvrılıp giden karayolunu yeşil, kahverengi tarlaları fotoğraflayabilirsiniz. Köyde sadece bir bakkal ve az sayıda ev var. Oldukça sakin bir yer, belkide mevsim kış olduğu için ortalıkta görünen pek fazla insan yoktu. Geldiğiniz yolun ters istikametine giderseniz Hacıkırı’nın hemen altında bulunan Kapıkaya Kanyonunun önünden geçeceksiniz burayı gezmek isterseniz arabanızı bırakıp yarım saatlik bir tırmanmayı göze almalısınız. Vaktiniz kısıtlıysa kanyonu karşıdan seyretmekte oldukça keyifli. Vardıha köprüsünün bulunduğu mevkiden bu kanyonun fotoğraflarını çekebilirsiniz.

Hacıkırı köyünde yemek yiyebileceğiniz tek yer Mustafa’nın yeri tabi o da aylardan yaz ise geçerli bir seçenek. Fakat yol üzerinde bir akarsuyun kenarında yaz kış açık olan küçük bir kır lokantası var. Burası doğal ortamı ile oldukça keyifli bir yer. Burada bir şey yiyebilirsiniz veya biraz sabredip 60 km mesafedeki Adana’da kebap yemeye gidebilirsiniz. Adana’da yemek konusu oldukça ilginç adeta yürüyen lokantalar var. Yerel halkın tablacı dediği bu seyyar lokantaların görüntüsü oldukça renkli üzerlerinde şalgamdan, turşuya, ayrana kadar herşey mevcut. Geceleri Adana halkı buralarda Şırdan yemeğe gidiyor. Şırdan herkesin pek yemeği tercih etmeyeceği bağırsağın içine doldurulmuş bir tür sakatat. Merak etmeyin sakatat sevmiyorsanız Adana’nın çok lezzetli kebapları imdadınıza yetişecek.