Ha Long Körfezi ya da herkesin daha çok İngilizce ismini kullandığı gibi Ha Long Bay, tam bir rüya alemi desem doğru söylemiş olurum herhalde. Sabahları gün doğumunda körfezin ortasında uyanmak, geceleri yıldızların altında uyumak müthiş güzel bir duygu. Körfezin sakinliği, dingin deniz ve sessizlik oldukça dinlendirici. Halong Körfezinin özelliği irili ufaklı bir çok adacıktan oluşuyor olması.
Ha Long Körfezindeki adalar yaklaşık 350 milyon yıldan bu yana değişim geçirerek bugünkü hallerini almışlar. Adalar veya adacıklar kireç taşından; ancak ada sayısı çok değişkenlik gösteriyor 1500 adet diyenler, 2000 diyenler ve 3000 diyenler var. Rehberimiz bize 2000 civarında ada olduğunu söyledi.
Ha Long Bay Hakkında
Ha Long’un kelime anlamı Alçalan Ejderha demek. Körfezin oluşumu ile ilgili bir hikaye anlatılıyor. Vietnam’ın ilk kuruluş yıllarında dışarıdan gelen düşmanlara karşı savaşırlarken ortaya aniden bir anne ejderha ve yavruları çıkmış. Düşmanların üzerlerine ağızlarındaki zümrütleri atmışlar. Zaman içinde bu zümrütler taşlaşmış ve irili ufaklı adalar halini almış.
Bu güzel adalar 1994 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi ile korunma altında alınmış. Ha Long Körfezinde bir çok yüzen balıkçı köyü var. Bu köylerde de hatırı sayılır sayıda insan yaşıyor. Yaklaşık olarak 1600 kişinin bu köylerde balıkçılık yaparak yaşadığı söyleniyor. Körfezin içinde yer alan bu yüzer balıkçı köylerine küçük tekneler ile gidip ziyaret edebilirsiniz.
1553 kilometre karelik bir alana yayılmış bu adacıkların aralarından kıvrılarak geçerken sürekli olarak önünüze çok güzel ve değişik manzaralar çıkıyor. Büyülenmiş gibi körfezin neresine bakacağınızı şaşırıyorsunuz. Yukarıda anlattığım hikayede zümrütlerden bahsetmiştim, bugün adaların üstleri zümrüt gibi yemyeşil bitki örtüsü ile kaplı. Adacıkların bazılarının içlerinde mağaralar mevcut. Küçük tekneler bu mağaralara yanaşıyor ve içlerini gezebiliyorsunuz. Ayrıca tepelerde yer alan bu mağaralara çıktığınızda yukarıdan Ha Long Körfezinin fotoğraflarını çekme şansınız oluyor.
Ha Long Bay Nasıl Gidilir?
Ha Long Körfezine gelmeden önce görmeniz gereken güzel şehirlerden birisi Hanoi. Burada bir gün konaklayarak şehri gezmenizi öneririm. Sonrasında da zaten Ha Long Körfezine en yakın ulaşımı Hanoi’den sağlayabilirsiniz. Otobüs terminaline giderseniz buradan Ha Long Körfezine her gün bir çok otobüs bulabilirsiniz. Yolculuk yaklaşık 4 saat sürüyor. Ödeyeceğiniz miktar ise yaklaşık 5 euro civarında. Gitmeden önce otelden bir tekne turu satın alabilirsiniz.
Ha Long Bay Turları Ne Kadar?
Ha Long Körfezine ulaştığınızda buradaki muhteşem tekneler ile 2 gece 2 gün sürecek ve 3 öğün yemeğin dahil olduğu bir tekne turu yapabilirsiniz. Bu tur esnasında çok keyifli iki veya üç katlı ahşap teknelerde konaklayacaksınız. Son derece konforlu olan bu teknelerde yüzme molası vererek denize girme ya da kano ile körfezin içinde dolaşma fırsatınız bile var.
Tekneye ilk geldiğinizde akşam üzeri kayıklarla su üzerinde yaşayan balıkçı köylerine gideceksiniz. Buradaki yaşamlar gerçekten çok ilginç, bazıları su üzerindeki evlerde bazıları da teknelerde yaşıyorlar. İnsanların evleri de iş yerleri de tekneleri. Burada balık tutup burada satıp burada oturuyorlar. Bu yaşamları yakından görüp fotoğraflarını çekebiliyorsunuz.
Akşam olduğunda bir dinginlik çöküyor ortama. Güzel müzikler eşliğinde yıldızların altında oturuyorsunuz. Ertesi sabah yine küçük kayıklarla bir mağara ziyareti yapıp öğle yemeği yedikten sonra tekne ile limana doğru gidiyor ve bu doğa harikası coğrafyadan ayrılma vaktiniz geliyor.
Böyle güzel bir turun maliyeti ise en düşük kişi başı 135 USD civarında. Bu kadar vaktiniz yoksa günü birlik tekne turu ile de Ha Long Körfezini görebilirsiniz. Ancak bu tur biraz acele bir şekilde bir mağara ve bir balıkçı köyünün görülüp hızlıca geri dönülmesinden ibaret. Böyle bir turun kişi başı fiyatı ise 25- 30 USD civarında. Vaktiniz varsa körfezde teknelerde konaklamanızı öneririm.
Ha Long Bay Ne Yenir ?
İşte bu kısım bizim için Vietnam gezisinin en zor bölümü oldu. Yöresel yemek denemek isterseniz biraz aç kalabilirsiniz. Pilavlar bizim alıştığımız gibi tereyağlı, tuzlu değil. Topak halde gelen tatsız pirinç diyebiliriz. Yok kibar olmayacağım, diyebiliriz değil deriz, çok kötü bana göre. İçi sebze ile dolu olan ve pirinç yufkasına sarılan bir börek çeşidi var ki her gece önümüze geldi. İçindeki tüm sebzeler çiğ olarak konup kapatılıyor, pek iyi bir tadı yok.
Çorbalar ise sıcak suyun içine atılan sebzelerden oluşuyor. Soğan yok, salça yok elbette tat yok. Anlayacağınız ben biraz aç kaldım oralarda. Hayatımda ilk defa yiyecek bir şey bulamadım. Siz buna göre tedarikli gidin.
Atlamamam gereken bir konu var o da meyveler. Ejderha meyvesi (Dragon Fruit) dedikleri çok lezzetli bir meyve var. Onu yemeden gelmeyin zaten herhangi bir yerde karşınıza çıkacaktır. Soyulmamış hali de hayli ilginç pazarlarda görebilirsiniz, gerçekten ejderha gibi, meyvenin gövdesinde kıvrılmış yapraklar var.
İkinci tavsiye edeceğim yiyecek ise Jack Fruit (Jak Meyvesi) dedikleri meyve, Türkçe karşılığı var mı bilmediğim için duyduğum hali ile yazıyorum. Bu da oradaki ikinci en çok sevdiğimiz meyve oldu. Yemek yediğiniz yerlerde bu iki meyveyi sorup deneyebilirsiniz.
Sanırım sizi en az hayal kırıklığına uğratacak olanlar ise deniz ürünleri olacak. Yemek için onları tercih edebilirsiniz.
Vietnam Vizesi
Ülkeye girerken sınırda vize alabiliyorsunuz. Ancak bunun için bir seyahat şirketinden davetiye mektubunuzun olması veya ülkede bir tanıdığınız varsa size garantör olması gerekiyor. Davetiye mektubunu gitmeden önce Türkiye’de bu işi yapan bir firmadan alabilirsiniz. Davetiye mektubunu Vietnam’da bir firmadan alırsanız sizden mektup için 45- 50 USD alıyor. Ancak Türkiye’den alırsanız bu fiyat iki misline çıkıyor. Girişte ise 2015 yılında vize için kişi başı 30 USD gibi bir ödeme yaptık. Sınırda vize için 15-20 dakikada beklemeniz gerekiyor. Yanınızda 1 adet vesikalık fotoğraf, davetiye mektubunuz ve ödeme için nakit paranızın olması yeterli.
Genel olarak Vietnam’ı ele alacak olursak kesinlikle gidilip görülmesi gereken bir coğrafya. Ancak günümüzde her yer ve her şey çok çabuk değişime uğruyor. Eğer biraz vaktiniz varsa, bütçeniz de elveriyorsa en kısa zamanda gezmeyi sakın ihmal etmeyin. İnsan gezdikçe ufku genişliyor olaylara daha değişik bakıyor ve olaylar karşısında çok daha sakin kalmayı öğreniyor. Ölene kadar bütçeniz elverdiğince gezmenizi tavsiye ederim.
2015 Vietnam seyahatimizin kısa bir özeti:
© 2008 - 2024, azgezmis.com -