Daha önce Katmandu’yu anlatırken Patan’dan kısaca bahsetmiştim ama biraz daha uzun anlatmak istediğim için Patan’ı ayrıca yazacağım. Katmandu’da 3 tane eski şehir merkezi olduğunu yazmıştım. Bunlar Katmandu Durbar, Patan Durbar ve Bhaktapur. En bilinen meydan Katmandu Durbar sanırım merkeze en yakın yer olduğu için bu kadar çok biliniyor. Ayrıca burada bulunan Kumari yani yaşayan tanrıça olduğuna inanılan küçük kız en ünlü Kumari. Bu da meydanı biraz daha önemli yapıyor elbette. Ancak diğer antik şehirleri gördükten sonra Katmandu Dubar meydanının en küçük meydan olduğunu görüyorsunuz.
Patan’ın başlangıcı diğer meydanlar gibi eski M.Ö. 3. yüzyıla kadar gidiyor. Zaten meydana gelip yapıları gördüğünüzde ne kadar antik olduklarını anlayacaksınız. Meydanda Nepal’in tamamında olduğu gibi hem Budist hem de Hindu tapınakları mevcut. Gotama Buda yada en çok bilinen sade ismi ile Buda, aslında bir Hintli olduğu için Budistler ve Hindular her iki dine de son derece hoş görü ile yaklaşıyorlar. Bu nedenle Hindu ve Budist tapınaklar meydanlarda yanyana yer alabiliyor.
Patan meydanına geldiğinizde burayı şöyle bir kaç basamak yukarıdan görmek isterseniz hemen girişte sağda merdivenlerinden çıkıp meydana bakabileceğiniz bir açık teras mevcut. Bir çok tapınak ve sağ tarafta saray binasını göreceksiniz. Saray günün her saati açık değil. Gündüzleri saat 10:00’da ziyarete açılıyor. Ancak benim fikrimi soracak olursanız tapınaklar ve meydan saraydan çok daha etkileyici. Şimdi konumuzdan belki biraz uzak olacak ama Nepal çok hijyen bir ülke değil bu nedenle temiz tuvalet bulmak biraz güç olabilir. Sarayın yan tarafında bir turist tuvaleti var burayı gönül rahatlığı ile kullanabilirsiniz oldukça temiz diye özellikle belirtmek istiyorum.
Meydana geldiğinizde göreceğiniz yerlerden biri meydanın biraz arkasında yer alan ve bir budist tapınağı olan Golden Temple yani altın tapınak. Yapının geçmişi 12 ci yüzyıla kadar gidiyor. Giriş kapısında bu tip yapılarda gücü ve koruyuculuğu temsil eden iki tane aslan heykeli yer alıyor. İçeri girdiğinizde önce avlunun içerisindeki üzeri altın kaplı tapınağı göreceksiniz. Avlunun uç kısmında ise daha büyük bir tapınak var. Bu tapınak yapısı 3 katlı ve çatılarına bakır kaplanmış. Tapınak oldukça kalabalık. Fotoğraf çekmek için uygun bir an beklemeniz gerek. Her bir yanda tapınanlar ve yakılmış tütsülerden dolayı oldukca mistik bir görüntüsü var.
Altın tapınaktan çıktıktan sonra kendinizi Patan tapınaklar meydanına bırakabilirsiniz. Burada müthiş renkli görüntüler ve fotoğraflar var. Meydanda bulunan en büyük tapınaklardan bir tanesi Hindu tapınağı ancak kapısına kadar geldiğiniz bu tapınaktan içeriye Hindu olmadığımız için giremiyoruz. Güzelliğini dışarıdan seyrediyoruz. Patan’da mutlaka tapınaklar bölgesinden bir süreliğine de olsa ayrılın ve ara sokaklara girin. Oralarda her zaman hayat vardır. Aslında gerçek hayatlar hep görkemli sokakların bir iki sokak arkasındadır. Buralardan her zaman gerçek yaşam hikayeleri ve fotoğraflar çıkarırsınız.
Böyle düşündüğümüz için biz de ara sokaklara daldık ve gördüğümüz manzaraya inanamadık. Bir sokak arasında Hindu tapınağına denk geldik. O gün bir kadın festivali olduğunu öğrendik. Kadınlar renk renk giysiler giymişler ellerinde tanrılara vermek istedikleri hediye çiçekler, yemekler ve tütsülerle birlikte tapınağın avlusunu ağzına kadar doldurmuşlardı. Bir yanda tapınağa girip dua edenler, bir yanda tapınağa girmek için sıra bekleyenler, dışarıda ellerindeki hediyeler ile dönerek bir çeşit ritüel yapanlar. Tapınağın kenarlarında dua eden ve önüne oturan kişileri kutsayarak alınlarına bindi süren bir çeşit din adamları vardı.
Bindiler değişik renkte boyalardan olabiliyor ancak geleneksel olan renk kırmızı veya koyu kızıl. Ayrıca bir çok değişik ismi de var ; tika, pottu, sindoor, tilak, tilakam ve kumkum. Farklı isimleri olduğu gibi bindilerin bir çok değişik anlamları da var. Örneğin Hindistan’da dul kadınlar siyah bindi ile geziyorlar, evli olanlar ise kırmızı bindi ile dolaşıyor. Başka kültürlerde ise, Tanrıları yatıştırmak için onlara kan sunmak, alındaki bu noktada enerji olduğu için özellikle gözlerin ortasına konması, üçüncü göz, kötü kişilerden ve kötülükden koruduğuna inanlıyor. Festival zamanınlarında ise kutsal olduğu düşünüldüğü için bir çok kişi alnında renkli bindiler ile dolaşıyor. Nepal’de o kadar çok festival oluyorki burada yaşayanlar bile bazen ne festivali olduğunu bilemiyebiliyorlar. İşte biz de Hindu tapınağından içeri adım attığımızda o gün kadınlara özel bir festival olduğunu öğrendik. Baktığımız her yan fotoğraf ve değişik bir hikaye ile doluydu. Patan’a gittiğinizde meydana sadece bir kaç yüz metre olan ve adını şaşkınlığımızdan sormayı unuttumuz bu tapınağa mutlaka gidin.