Paro, Bhutan’daki ilk durağınız

2 Mart 2017 · Hakkı Ceylan

Bhutan’da neden ilk durak Paro, çok basit çünkü uluslararası bir tek havalimanı var o da Paro’da. Uçakla Bhutan’a geldiğinizde kendinizi ilk olarak bu şehirde buluyorsunuz. Ama aslında buraya gelmek için çok iyi nedenleriniz var.

Bhutan ile ilgili aklınıza gelebilecek her türlü sorunun cevabını bulabileceğiniz ve Bhutan hakkında vize, ulaşım, sıcaklık vb. detaylı bilgilere ulaşabileceğiniz Bhutan Seyahat Rehberi yazımıza da göz atmayı unutmayın.

Gezginler için Bhutan’ın en ilgi çekici aktivitesi Tiger Nest (Kaplan Yuvası) Manastırı ziyareti. Burası gerek yapısıyla gerekse konumuyla oldukça estetik bir manastır. Paro deniz seviyesinden 2100m yükseklikte. Kaplan Yuvası Manastırı ise yaklaşık 3100m yüksekliğinde kayalıkların üzerine kurulmuş, yani bu aktivitede 1000m yukarıya çıkacaksınız. Hem yükseklik, hem de gereken efor nedeniyle herkese uygun olmayabilir.

Bhutan bir çok eski muhteşem tapınak ve manastıra ev sahipliği yapıyor. Geçici listede bir kaç yapı var; fakat bunlardan herhangi biri henüz UNESCO dünya Mirası Listesine alınmamış. Geçici listede olanlardan biri de Paro Dzong ya da Rinpung Dzong adıyla bilinen, 1646 yılında yapılmış büyük bir Budist Manastırı.

Bertolucci’nin Little Buda filminin bir çok sahnesi Paro Dzong ta çekilmiş. Manastırın içi oldukça güzel, büyük çoğunluğu ahşaptan inşaa edilmiş. Zemin ve direkler ahşaptan, bunların üstündeki boyama ve süslemeler oldukça hoş, Tibet etkisi hemen hissediliyor. Bazı bölümlerde fotoğraf çekmenize izin verilmiyor; ama dışarıda budist rahiplerin veya öğrencilerin fotoğrafını çekebiliyorsunuz.

Paro Dzong ziyaretinden sonra yerel halkın nasıl yaşadığını örnekleyen bir köy evine ziyaretimiz oldu. Burda genel anlamda Bhutan evleri nasıl oluyormuş onu gördük ve fotoğrafladık. Diğer yerlerdeki standartların dışında olarak neredeyse tüm evlerin içinde ayrı bir tapınma bölümü bulunuyor. Burada Buda heykelleri, tütsüler ve çeşitli budist yazıtları olabiliyor.

Bhutan’da geleneksel banyo oldukça geleneksel ve iptidai. Kaynayan suyun doldurulduğu bir küvete, çeşitli boyutta taşlar ısıtılıp tek tek atılıyor. Böylece suyun hemen soğuması engelleniyor. Banyonun sadece üstü kapalı olsa da yan duvarları açık. Su soğudukça ısıtılan taşlar suya atılarak sıcaklığın artması sağlanıyor. Bu banyolardan bir çok evde bulunuyor.

Bu evden çıkıp diğer köy evlerini ve insanları fotoğraflamak için yürümeye başladığımızda ilk gözümüze çarpan evlerin duvarlarına çizilmiş olan harika resimler oldu. Sizin için bir kaç tanesinin fotoğrafını çektim.

İnsanlar genel olarak sert mizaçlı. Bunu genel olarak yaşadıkları coğrafyaya bağlıyorum. Çünkü Tibet’te de aynı coğrafya var ve aynı şeyle karşılaşmıştım. İnsanlar gereğinden fazla ciddi ve sertler, belki de beklentimiz çok büyüktü. Bhutan için söylenen insanların devamlı gülümsemesi veya mutlu olmaları bana hikaye gibi geliyor. Belki doma çiğnediklerinden gülümsüyor olabilirler…

Doma bir yaprağın üzerine palmiye ağacından alınan bir parça ve kireç ile yapılan karışım. Bu ağızda çiğneniyor ve bağımlılık yapıyor. Çiğnedikçe ağızları kırmızılaşıyor tükürerek bu kırmızılığı dışarı atıyorlar. Bir miktar sarhoşluk yaratıp biraz da sıcak tuttuğu için bunu çiğnediklerini söylüyorlar.

Paro içerisinde görebileceğiniz önemli bir tapınak daha var Kyichu Lhakhang, Kyerchu Temple veya Lho Kyerchu adıyla biliniyor. Burası Bhutan’da bulunan en eski Budist tapınağı, ilk inşası 7. yüzyıla kadar geriye gidiyor. İkinci Buda olarak bilinen Guru Rinpoche burayı ziyaret etmiş. İçeride rahatlıkla fotoğraf çekebiliyorsunuz, gelen giden çok oluyor, çok fazla da köpek var.

Paro’da eski şehir merkezine indiğimizde gördüklerimize gelince; ortama şehirden ziyade bir kasaba havası hakim. Bhutan’ın tamamında binalar aynı tarzda inşaa ediliyor ve bu tarz mimarinin dışına çıkmak yasaklanmış. Genellikle 2 veya 3 katlı binaların yer aldığı ülkede binaların 5 katı geçmesi de yasakmış. Bir çok evin duvarında dini ve kültürel semboller resmedilmiş. Daha eski binaların dış kısımlar çok daha süslü, zamanla temel öğeler haricindeki süslemeler azaltılmış.

Şehrin dışına çıkınca Thimpu yolunda eski ve güzel köprü ile karşılaşıyoruz; Tachogang Lhakhang Bridge. 600 yıllık bu köprü yine oldukça eski bir manastıra bağlanıyor. Cesaretiniz varsa derenin üzerinden geçen bu köprüden yürüyebilirsiniz, rüzgar varsa çok sallandığını ekleyelim. Son zamanlarda yanına yeni bir köprü daha yapılmış, bu estetik açıdan hoş görünmüyor; ama bu köprüyü saf dışı ederek fotoğraflarınızı çekebilirsiniz.

İnşaat ve yollarda gördüğünüz çalışanlar genellikle Bhutan’a Hindistan’dan veya Nepal’den gelenler. Bhutanlılar bu güç gerektiren ağır işlerde çalışmıyorlar. Sanırım bu bir süre sonra burada iki adet sınıf oluşmasına neden olacak.

Vaktiniz varsa Paro’daki ulusal Müzeyi de gezebilirsiniz. Burası küçük bir yer; ama Bhutan hakkında bir çok şey öğrenebiliyorsunuz, tarihi, coğrafyası, bitki ve buraya özgü hayvanlar hakkında bilgi alabiliyorsunuz. Gelmişken bir de Bhutan haritası edinmenizde fayda var.

Buraya seyahat şirketi ile gelmeniz gerektiğinden (bkz.) otelde konaklamanız neredeyse zorunluluk. Bizde otelde konakladık. Otelimiz oldukça iyi dizayn edilmiş, tertemiz bir oteldi. Havalimanının hemen yanında olması da ayrı bir avantajdı. Akşam yemeğinden sonra bahçede yerel kıyafetlerle özel bir dans gösterisi düzenlediler. Bunu görmekle çok şanslıydık çok değişik kostümler gördük ve danslar seyrettik.

Bhutan’la alakalı kafanızda olan her türlü sorunun cevabını bulabileceğiniz ve Bhutan hakkında ulaşım, yemek, vize, iklim vb. bilgilere ulaşabileceğiniz Bhutan Seyahat Rehberi‘ne bakmayı unutmayın.

Paro, Bhutan’daki ilk durağınız

Bhutan’da neden ilk durak Paro, çok basit çünkü uluslararası bir tek havalimanı var o da Paro’da….

azgezmis.com

Yorumunuz?