Karadeniz Bölgesinde yer alan Ordu ili bünyesinde bir çok güzellik barındırıyor. Biz de dört günlük bir macera ile bu güzellikleri keşfetmeye ve fotoğraflamaya çalıştık. Hazırladığımız Ordu gezi rehberi ile hem tarihi ve kültürel alanları, hem de fotoğrafçılar için güzel fotoğrafların nerelerde yakalanacağını gördüğümüz kadarı ile aktaracağız.
Ordu Hakkında Bilgi
Ordu hakkında kısa kısa birkaç bilgi vererek başlamak istedim. İlk yerleşimin MÖ 15 binli yıllarda başladığı düşünülüyor. 2015 yılı için verilen rakamlara göre 715 bin nüfuslu Ordu ili göç veren bir yapıya sahip. Ordu’da tipik Karadeniz iklimi görülse de Doğu Karadeniz Bölgesine göre biraz daha az yağış alıyor. Türkiye fındık üretiminde dünya lideri ve Ordu ili de Türkiye’de en çok fındık üretiminin yapıldı yer. Turizm açısından yeni yeni gelişmeye başlayan şehirde bir çok yerde plaj bulunuyor, özel plaj var mı derseniz, Akyazı Plajı 2014 yılında mavi bayrak almaya hak kazanmış.
Ordu doğuda yer alan diğer Karadeniz kent merkezlerinden daha sevimli görünüyor. Bunun sebebi binaların çok yüksek olmayışı ve Karadeniz Sahil Yolunun yapımında denizin doldurulmasına izin verilmemesi. Ordu Merkez ilçesinden Melet Irmağı ve Civil Deresi geçiyor ve bu da kente ek bir güzellik katıyor. Ordu küçük bir şehir olmasına rağmen merkezde oldukça yoğun bir trafik var. Ordulular bunu yeni kurulan akıllı tedes sistemine bağlıyorlar. Vakit planlamanızı yaparken bu trafiği de mutlaka hesaba katmanızı öneririm. Ancak kısa bir süre içinde bu sistem kalkabilirde.
Ordu’ya Nasıl Gidilir?
Ordu’ya bir çok otobüs firmasının tarifeli seferleri var. İstanbul’dan tek gidiş 2015 yılı için yaklaşık 80-100 TL arasında. Obilet sitesinden otobüs bileti sorgulaması yapabilirsiniz. Eğer havayolu ile gitmek isterseniz yeni açılan Ordu-Giresun Havalimanına (OGU) iniş yapabilir ve oradan 17 km uzaklıktaki merkeze rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Şu an için sade THY ve AnadoluJet firmalarının uçuşları var. Fiyatları ise 2015 yılı için 450-500 TL civarında; fakat Pegasus gibi yeni firmaların gelmesiyle fiyatların daha da düşmesini bekleyebiliriz. Uçağın inişinden 25 dk. sonra Ordu Merkez’e Havaş servisleri kalkıyor ve ücreti 8 TL.
Eğer araba kiralamayı düşünüyorsanız bunu önceden ayarlamanızda yarar var, zira havalimanı yeni açıldığından henüz araç kiralama firmalarının ofisleri yok. Biz Ordu Merkez’den MaviNar firmasından kiraladık, aracı havalimanına kadar getirdiler ve dönüşte de bizi havalimanına bıraktılar. Tüm maceramızı kiralık arabamızla yaptık, bir çok noktada durup fotoğraf çekmek isteyeceğinizden size de tavsiyem araç kiralamanız yönünde olacak. Ordu içerisinde bisiklet kullanmak çok kolay ve tercih edilebilecek bir yöntem. Özellikle de sahil şeridi boyunca bir çok yere bisikletle ulaşım sağlayabiliyorsunuz. Ancak yaylalara çıkmak için iyi bir aracınızın olması gerekiyor. Yollar genelde asfalt ancak biraz dik, bazı yerleri dar ve virajlı. Karadeniz’deki en iyi yolların Ordu’da olduğunu söylemeliyim.
Ordu’da Görülecek Yerler
Ordu’da mutlaka yapılması gerekenlerden biri teleferikle Boztepe’ye çıkmak ve şehrin manzarasını izlemek. Teleferik istasyonu hemen merkezde, denizin kenarında yer alıyor. Seyahat planınızı yaparken Boztepe’yi öğleden sonraya bırakmanız iyi olur. Böylelikle Ordu’yu daha iyi bir ışıkta görmüş olursunuz. Hatta gün batımına yakın giderseniz gün batımını, mavi karanlığı ve gece fotoğraflarını da çekebilirsiniz. Teleferikle Boztepe’ye çıkarken 2350m yol katediyorsunuz ve bu arada yükselerek 510 m lik irtifaya çıkıyorsunuz. Teleferik bileti için biz 2015 yılında gidiş-dönüş olarak 7 TL ödedik. Sabah 09:00 dan gece 00:00 ‘a kadar sürekli seferler var; ama saatler sezonluk olarak değişebiliyor. 28 adet kabin devamlı hareket halinde, yani sıra bekleme gibi bir dert yok. Toplam da sadece 6,5 dk sonra yukarıdasınız. Bazıları için biraz korkutucu olsa da azıcık adrenalin herkese iyi gelecektir.
Boztepe’ye çıktığınızda yapabileceğiniz bir kaç şey var, bunlardan ilki tabiki fotoğraf çekmek, birşeyler atıştırmak veya birşeyler içmek, hediyelik eşya satın almak. Bir diğeri ise yamaç paraşütü ile tandem uçuş yapmak. Yamaç paraşütü ile ilgilenenler bilgi için 0541 852 52 23 ve 0532 652 55 54 numaralı telefonları arayabilirler.
Eğer Ordu’ya gelişiniz erken saatlere rastlamış ise Boztepe’ye çıkmadan önce merkezde dolaşmakta fayda var. Ordu Merkez’de görebileceğiniz iki adet kilise var. Bunlarda ilki Düzmahalle Sinema Sokakta yer alan Düz Mahalle Kilisesi. Rumlar tarafından 19 yy sonlarına doğru inşaa edildiği söyleniyor, hakkında kesin bir bilgiye ulaşamadık. Şu an için Tiyatro binası olarak kullanılıyor. Görmeye değer ikinci bir kilise ise Taşbaşı Mahallesindeki Taşbaşı Kilisesi. Taşbaşı Kilisesi 1853 yılında inşaa edilmiş, tamamı kesme taştan bir yapı. Bir süre cezaevi olarak ta kullanılmış, şu an çok amaçlı salon olarak işlev görüyor. Yapı dıştan güzel görünüyor, fakat içeri girdiğinizde restorasyon nedeniyle sizi hayal kırıklığına uğratacak. Taş malzemenin üzeri alçı sıva ile kapatılmış ve yapının güzelliği adeta kapatılmış.
Kiliseye giderken Taşbaşı Mahallesindeki evleri fark edeceksiniz. Eski ahşap, cumbalı evlerin bir kısmı restore edilmiş ve Taşbaşı Kilisesinin bulunduğu sokak sit alanı ilan edilmiş. Buralarda dolaşmak oldukça keyifli. Bu evlerden birini OFSAD (Ordu Fotoğraf Sanatçıları Derneği) kiralamış ve aktif olarak kullanıyorlar, biz de bir akşam kendilerine konuk olduk.
Merkezde dolaşmaya devam ederseniz 1770 yılında yapılan Atik İbrahim Paşa Cami’ni görebilirsiniz ve içeri girerseniz gotik tarzda yapılan mihrabı dikkatinizi çekecektir. Görülebilecek başka bir cami de 1889 yılında yapılan Aziziye (Yalı) Camii. Ordu Merkez’de görebileceğiniz başka bir yer ise temel alışveriş merkezi olan Fidangör Caddesi. Aslında buranın gerçek adı 271. Sokak; fakat başlangıcı Fidangör sokak olduğundan tamamına halk arasında Fidangör deniyor. Burası arnavut kaldırımı döşenmiş, arabaların giremediği, karşılıklı alışveriş dükkanlarının, restoranların, kafelerin bulunduğu oldukca canlı bir cadde. Fidangör Caddesi yeni Fidangör ve eski Fidangör olarak iki caddeden mevcut. Şehrin girişinde önce yeni Fidangör’ü gezeceksiniz, devamında daha eski yapıların bulunduğu eski Fidangör caddesi gelecek.
Merkezden ayrılıp kendimizi doğaya, araziye atalım derseniz biraz Ordu Yaylalarından bahsedelim. Ordu da merkeze yakın en büyük yayla Kabadüz ilçesine bağlı Çambaşı Yaylası. Ulaşımı oldukça kolay. Merkezden kalkan minibüsler var; ama siz araba kiraladıysanız Mesudiye tarafına doğru giderseniz tabelalar sizi yönlendirecektir. Ordu’dan 57 km uzaklıkta bulunan yaylanın deniz seviyesinden yüksekliği ise 1850 m.
Çambaşı Yaylası oldukça merkezi bir konumda neredeyse tüm oba veya yaylalara buradan ulaşabiliyorsunuz, örneğin girişinden ayrılan bir yolla Ilıcan Obası, Karlıdere Obası, Horu Obası, Beytamı Obası, Eminağa Obalarına gidebiliyorsunuz. Yaylanın içerisinden ayrılan bir yolla Arpalık Obası, Kocağılı Obası, Ertaş Obası, Kayabaşı Obası, Secek Obası, Yelimkar Obası, Orta Oba, Değirmenbaşı, Hollak Obası, Araptamı Obası, Soğanözü Obası, Dereyurt Obalarına. Yine yaylanın içinden başka bir yol ayrımıyla ise Kavaklıca Obası, Hümmetli Obası, Sinanlı Obası, Maden Obası, Yaprakbaşı Obası, Uzuncaen Obası, Keskaya Obası, Yalıyurt Obalarına gidebiliyorsunuz. Bu yerlerin büyük çoğunluğuna asfalt yolla ulaşabilirsiniz.
Çambaşı Yaylasına gelmeden Turnalık Obası’ndan geçiyoruz. Burası büyük bir orman deposuna sahip ama çok az yerleşimin olduğu düz ve ağaçlıklı bir alan. Çambaşı Yaylası’na vardığımızda ilk dikkatimizi çeken merkezde bulunan pazar oldu. Pazarda bir çok doğal ürünü bulmak mümkün bunlardan bazıları peynir, bal ve duttan yapılan pestil. Fındıklı, fıstıklı ve bulabilirseniz cevizli pestiller oldukça uygun fiyatlı ve çok lezzetliler.
Çambaşı Yaylası’na inşaatı süren bir de kayak merkezi ve büyük bir otel bulunuyor. Otel henüz açılmamış ama yayla içerisinde konaklayabileceğiniz başka bir otel mevcut. Buraya kadar gelince Çıngıllı Kahve’de bir çay, kahve içmeyi ve Mahmut Abi ile sohbet etmeyi de unutmayın. Kendisi oldukca renkli bir kişiliğe sahip yaylada onu fark etmemeniz mümkün değil. Çambaşı Yaylasında Temmuz ayında yayla şenlikleri yapılıyor. Ayrıca Ordu’da yapılan ve oldukca renkli geçen VosVos şenliklerinde de zaman zaman buralarda kamp yapılıyor. Çambaşı Yaylasının girişinden sağa dönen yolla yukarıda saydığımız bir çok farklı obaya ulaşabiliyorsunuz. Aynı şekilde yaylanın içerisinde ayrılan yollarla da onlarca obaya ulaşmanız mümkün. Biz yaylanın girişinden Yeşilce tarafına doğru ilerledik.
Yolumuzda bulunan güzel bir yayla da Kızılağaç Yaylası’ydı. Yoldan giderken yaylayı yukarıdan kuş bakışı görebiliyorsunuz ve oldukça estetik görünüyor. Bölge oldukça geniş bir bitki yelpazesine sahip, sadece Kızılağaç Yaylası’nda 170 çeşit çiçek türü bulunuyor. Bir kaç fotoğraf çekip Yeşilce’ye doğru yola devam ettik.
Yeşilce Mesudiye’ye bağlı bir belde ve buraya bağlı bir çok yayla veya başka bir tabirle oba bulunuyor. Yeşilce’nin en bariz özelliği evleri. Alt katları taş, üst katları ahşaptan olan Yeşilce Evleri tamamen beyaza boyanıyor, çatıları sacdan yapılmasına rağmen onlar da kırmızıya boyanıyor. Böylelikle uzaktan bakıldığında harika bir görüntü oluşturuyorlar. Yeşilce’de bizi etkileyen en güzel şey tüm evlerin ve işyerlerinin dış duvarlarında Atatürk posterlerinin ve Türk Bayrağının bulunmasıydı. Yeşilce’de bir köy fırını var burada yaşayanlar isimlerini yazdırıp fırını ortaklaşa kullanıyorlar. Her gün bir aile burada ekmek pişiriyor. Fırına uğrayıp ekmek pişirenlerle sohbet etme fırsatı bulduk. Pişirilen ekmeklere kuru ekmek diyorlar, yuvarlak pişirilen ekmek iyice kurutarak bir yıl kadar saklanabiliyormuş, sonrasında ıslatarak tüketiyorlarmış.
Başka bir rota ise Aybastı ilçesine bağlı Perşembe Yaylası. Aybastı ilçesi Ordu’nun 105 km güneyinde bulunuyor. Perşembe Yaylası ise Aybastı ilçe merkezinden 17 km içeride bulunuyor. Yollar oldukça virajlı ama asfalt olduğundan rahat bir yolculuk oluyor. Aybastı Yaylasına yeni açılan Samsun yolundan değil de Perşembe ve Bolaman üzerinden, yani sahilden giderseniz biraz daha uzun; ama çok daha keyifli bir yolculuk olacaktır. İlk durağınız 28 km sonra Yason Burnu olacak. Yason Burnu Yunan mitolojisindeki Altın Post Efsanesi’nin geçtiği yer, oldukça güzel, küçük kayalık bir yarımada. Üzerinde 1868 yılında Rumlar tarafından yaptırılan Yason Kilisesi ve bir de deniz feneri bulunuyor. Yason Burnu’na mutlaka gün batımında gitmelisiniz izlemek ve fotoğraf çekmek için ideal bir yer. Yason Burnu’nda bulunan kafeteryada eğer erken gitmişseniz kaya mezgiti yiyebilirsiniz, fazla vaktiniz yoksa fındık tatlısıyla ve çay iyi gider.
Biraz daha ilerleyip 8 km sonra Menderesönü’ne vardığımızda Karadeniz’in ünlü simalarından biri olan Uzun Saçlının Yeri’ne varmış oluyorsunuz. Burada bir çay içip yolunuza devam ederseniz, yine 8 km sonra Bolaman’a varmış olursunuz. Bolaman’da Haznedaroğlu Konağı mutlaka görülmesi gereken oldukça estetik bir yapı. Sadece bu konak değil yanında bulunan eski bir kaç evi de gözden kaçırmayın derim. Haznedaroğlu Konağı şu anda restore edilmiş ve turistik bir restoran olarak işlev görüyor. Konağın arka tarafında oldukca güzel bir plaj ve tam denizin kenarında oturabileceğiniz kafeteryalar mevcut. Hatta konaklamak isterseniz otelde var.
Biraz daha devam ettiğimizde ise Fatsa merkezi 8 km geçtikten sonra sağda Gaga Gölü’nü göreceksiniz. Burada soluklanıp, gölün kenarında bulunan kafe de bir çay içebilirsiniz. Kafenin sahibi sizden anı defterini doldurmanızı isteyebilir, hoşsohbet biri olduğundan biz de kırmadık ve doldurduk. Göl çok küçük olmasına rağmen derinliği 4,5-5 m ye ulaşıyor ve içerisinde de balık bulunuyor. Sadece göl değil, yolda ilerlerken yükseldikçe manzara size bir çok fotoğraflık malzeme sunacak ve siz de arabanızda inerek sık sık fotoğraf çekmek isteyeceksiniz.
Gelelim Perşembe Yaylasına; yol üzerinde zaman zaman ufak çapta yol çalışmalarına rastladık, bu da önümüzdeki sene yolların daha da iyi olacağının göstergesi. Yaylanın deniz seviyesinden yüksekliği yaklaşık 1500 m civarında. Perşembe Yaylası içerisinde ilginç bir yeryüzü oluşumu olan menderesleri barındırıyor. Oldukça estetik bir yapısı olan bu menderesler fotoğrafçılar için görsel bir şölen sunuyor. Yaylada Haziran ayında Offroad şenlikleri yapılıyor. Bu şenlik çevre illerden yaklaşık 20 klübün katılımıyla gerçekleşen büyük bir organizasyon. Ayrıca Temmuz ayının son haftası gerçekleşen ve bir hafta süren festival yaylayı oldukça hareketlendiriyor. Bu festivalde yağlı güreş müsabakaları, at yarışları ve konserler gibi etkinlikler düzenleniyor. Yaylada iyi bir yemek için Paşa Ocağı Restorantı tavsiye ederiz. Zaten yayladaki en büyük yer görmemek mümkün değil. Köftesi ve manda yoğurdu oldukca lezzetli.
Ordu Plajları
Eğer Ordu’ya geldiğinizde mevsim uygunsa gönül rahatlığıyla denize girebilirsiniz. Karadeniz genel yapısı itibariyle biraz dalgalı olur ama onun da kendine has zevki vardır. Ordu Merkezden geçen Melet Irmağı’nın her iki yanındaki halk plajları en yakın denize girebileceğiniz yerler. Ordu Merkez’den biraz daha doğuda olan Akyazı Plajı ise mavi bayrak almaya hak kazanmış bir plaj. Biraz daha doğuda yeni yapılan Ordu-Giresun Havalimanına yakın Gülyalı civarında da denize girebileceğiniz plajlar mevcut. Batı tarafında ise bir çok noktada irili ufaklı plajlar bulunuyor ve herhangi birinde rahatlıkla denize girebilirsiniz.
Ordu’da ne yenir, ne içilir?
Balık yemekten hoşlanıyorsanız mezgit tercih edebilirsiniz, özellikle de Yason Burnu’nda bulunan kaya mezgitini deneyin deriz. Köfte her yerde bulabileceğiniz, neredeyse gelenekselleşmiş bir yemek. Kara Lahana Çorbası ve Isırgan Çorbası her yerde tadamayacağınız lezzetlerden. Eğer daha önce Karadeniz Mutfağı’nı tatmış biriyseniz size biraz daha farklı gelecek lezzetler de bulabilirsiniz. Özellikle birkaç çeşidi bulunan, sebze yemeği olan dible yemenizi şiddetle tavsiye edebilirim. Tatlı olarak ta sadece Yason Burnu’nda rastladığımız fındık tatlısını öneririm. Diğer yöresel yemekleri ise sakarca, melocan, galdirik isimleriyle Fidangör civarındaki ev yemekleri yapan yerlerde bulabilirsiniz.
Ordu merkezde yemek yiyebileceğiniz en güzel yer sahildeki Grand Mıdı Restoran. Sahilde dediğime bakmayın, denizin üzerinde demek daha doğru. Her türlü balık ve ızgaranın yanı sıra, yöresel lezzetleri de burada tadabilirsiniz. Onun dışında her zaman oturup birşeyler içebileceğiniz veya karnınızı doyurabileceğiniz bir mekan olarak yine sahilde fakat caddenin (Atatürk Bulvarı) karşısında yer alan Gesto adındaki cafe restoran ise Ordu’da gördüğümüz en modern yerlerden biriydi. Bizim tercih ettiğimiz ve her türlü kahvaltı, ızgara vs. yanı sıra ev yapımı zeytinyağlı yemeklerin de bulunduğu başka bir yer ise Fidangör’deki Gostil isimli restoran oldu.
Ordu’da nerede kalınır?
Ordu’da merkezde kalabileceğiniz ve birçok yere yürüme mesafesinde olan bir kaç otel var. Bunlardan bir kaçını Atlıhan Otel, İkizevler Otel ve Otel Kervansaray olarak sayabiliriz. Standartların biraz daha yükseldiği sahildeki Anemon Otel ve Sinema Otel ise hizmetleri daha iyi alacağınız; ama buna ek olarak daha fazla ödeyeceğiniz yerler arasında. Bir de tabi yüksekte kalmak isterseniz Boztepe’deki Akamoy Boztepe Oteli sayabiliriz. Karadeniz arap turistlerin yeni uğrak merkezi olduğundan Ordu’daki otel fiyatları da gün geçtikçe artış gösteriyor, rezervasyon yaparken bunu da göz önünde bulundurarak erken davranabilirsiniz.
Ordu aslında buraya sığdıramadığımız daha bir çok güzel yayla, göl ve tarihi güzelliklere sahip, biz dört güne bunları sığdırdık, tekrar gidip görebilmeyi istiyoruz. Umarım yazdıklarımız işinize yarar.
İyi günler, yazı harika fakat bi sorum olucak. Acaba uçak bileti için nereyi önerirsiniz ben birkaç site taradım en iyisi xxx sitesi oldu
Merhaba Sercan bey,
bu tip reklamları sitemize alamıyoruz. THY ve Pegasus’dan bilet alabilirsiniz.
Benim yarım Orduludur ama tüm kalbim oraya aittir, bu kadar güzel bir il görmedim daha. Her bir yeri ayrı huzur verir insana. Gezmeyen muhakkak gezsin vakit kaybetmeden.
Bu yaz kısmetse orduyu bisiklet ile gezmeyi planlıyorum.Yazınız bilgilendirici olmuş , tavsiyeleriniz doğrultusunda gezeceğim inşallah , teşekkürler.
İbrahim Bey,
Ordu Karadeniz’in diğer illerine göre daha düzlük bir yer ancak biraz dışına çıkıp yaylalara gitmek için belki bisiklet yerine motor daha iyi olabilir. Yokuşlarda pedal basarım performansım var derseniz bisikletle de gidebilirsiniz tabi.
Sizleri derneğimizde ağırlamış olmaktan dolayı çok mutlu olduk. Güzel sunumlarınız, içten ve samimi tavrınız için tüm üyelerimiz adına teşekkür ediyor, en kısa sürede sizleri tekrar aramızda görmeyi diliyoruz.
Merhaba, biz de sizleri tanımaktan büyük keyif aldık, misafirperverliğiniz için teşekkür ederiz. Kışı atlattıktan sonra tekrar gelmek gibi planlarımız var, umarım görüşürüz, herkese selamlar..
Sade bir ifadeyle Ordu’yu çok güzel anlatmışsınız.
Ordu halkının “devamlı heyecanlı” yapısını da onları tanıyarak fark edeceksiniz.
Zeki Bey genel anlamda – biz de dahil – karadeniz insanının özelliği olsa gerek.
Merhabalar Hakkı bey,
Ben de bir fotoğraf dostu ve Ordu’lu birisi olarak yazınızı beğendim. Ordu’ya gidecekler için faydalı bir bilgi notu olacaktır. Belki şehir merkezinden de birkaç fotoğraf eklenmesi faydalı olabilir. Eminim güzel fotoğraflar yakalamışsınızdır.
Selam ve sevgi ile…
Teşekkürler, faydalı olması için elimizden geleni yapıyoruz.