EÇFOD (Kütahya Evliya Çelebi Fotoğraf Derneği) dostlarımızın daveti üzerine fotoğraf gösterisi yapmak üzere yolumuz bu sefer Evliya Çelebi’nin memleketi Kütahya’ya düştü. Biz de fazladan bir kaç gün kalarak bu şirin kenti keşfedelim dedik. Şimdi öğrendiklerimizi ve fotoğrafladıklarımızı paylaşalım.
Öncelikle Kütahya hakkında bir kaç bilgi: Oldukça eski bir yerleşim yeri olduğunu söyleyerek başlayabiliriz. Yaklaşık 7000 yıllık bir tarihe sahip olan bölgede Hititler, Frigler, Kimerler, Lidyalılar, Persler, Romalılar, Selçuklular ve Osmanlı’nın izleri var. Kütahya’nın en önemli özelliği ise 14. yy da başlayan ve günümüze kadar gelişerek devam eden çini üretimi. Ek olarak Türk gezginlerin ilklerinden olan Evliya Çelebi’nin memleketi olması açısından da bizim için ayrı bir önemi var.
Kütahya maalesef pek gelişmemiş bir şehir, aslında elindeki tarihi ve kültürel imkanları kullanarak yerli ve yabancı turisti kendine çekmeyi başarabilir. Daracık sokaklardaki eski ve yıkılmaya yüz tutmuş şirin, cumbalı evler onarılmayı bekliyor.
Kütahya’ya nasıl gidilir?
İstanbul’dan Türk Hava Yollarının oldukça uygun fiyatlı uçuşları var; fakat daha keyifli bir yolculuk için treni deneyebilirsiniz. Trenle Kütahya’ya ulaşım için TCDD nin online satış sistemini kullanabilirsiniz. Örneğin İstanbul’dan gidecekseniz Pendik’ten Eskişehir aktarmalı olarak tren bileti alabilirsiniz. Aktarma dahil toplamda 5 saat kadar süren yolculuk sonrası Kütahya Garı’na ulaşıyorsunuz. Buradan şehir merkezi oldukça yakın, 10-15 dakikalık bir yürüyüşle şehir merkezine ulaşabilirsiniz.
Kütahya’da hava nasıl? Kütahya’ya ne zaman gidilmeli?
Kütahya’nın yaklaşık yarısı ormanlarla kaplı. İklimi ise karasal iklim. Dolayısıyla yazın giderseniz çok sıcak, kışın giderseniz ise çok soğuk. Bu yüzden eğer imkanınız varsa bahar aylarında burada bulunmak en iyi seçenek. Bahar aylarında bile akşamları biraz soğuk olduğunu belirteyim, buna göre tedbirinizi alırsınız. Biz Aralık ayında buradaydık o yüzden biraz üşüdük.
Kütahya’da gezilecek yerler
Kütahya’nın merkezi olarak Kütahya Valiliğinin Karşısındaki Çini Vazo diyebiliriz. Vazo diye sorduğunuzda herkes size tarif edecektir, Kütahya’da kaybolmanız neredeyse imkansız o yüzden yürüyerek görülmesi gereken tüm noktaları dolaşabilir ve fotoğraf çekebilirsiniz.
Vazo’dan Cumhuriyet Caddesi yönünde, yani Sevgi Yolu olarak bilinen caddede 5 dk kadar yürüyerek sola dönün ve 5 dk kadar yürüyün varacağınız ve görmeniz gereken ilk yer Kütahya Adliyesi olacak.
Kütahya Adliyesi veya Kütahya Hükümet Konağı
Vazo’dan yürüyerek 5 dakikada ulaşabileceğiniz Kütahya Adliye Binası oldukça estetik bir yapıya sahip. Kütahya Hükümet Konağı olarak 1907 yılında yapılan bina en son onarımını 2015 yılında tamamlanmış. Onarım aslına uygun olarak yapılmış ve şu an halen adliye sarayı olarak kullanımda. Dışarıdan baktığınızda ilk kat turkuaz mavi boyalı ve ikinci kat ise çini kaplı olarak görülebilir. Şu anda resmi adliye binası olarak kullanıldığından bina içerisinde fotoğraf çekemiyorsunuz; ama bir şekilde içeriye girebilirseniz binayı gezdikten sonra özellikle mescit odasına mutlaka uğrayın.
Girişten sonra sağa doğru ilerleyin, koridorun en sonunda, solda bulunan oda. Mescit tamamiyle çini kaplı ve yapıldığı haliyle korunuyor. Biz mescit odasında özel izinle fotoğraf çekebildik.
Rüstem Paşa Medresesi
Sevgi Yolu’na tekrar geri dönüp biraz daha yürürseniz, yol üzerinde bulunan Karagöz Camisinden sağa dönerek 1-2 dk sonra Rüstem Paşa Medresesine ulaşabilirsiniz. Burası ilk olarak 1550 yılında yapılmış, fakat 2006 yılında tamamen harabe haline gelen bina yeniden aslına uygun inşaa edilmek durumunda kalmış. Şu an içerisinde el sanatlarıyla ilgilenen bir çok atölye bulunuyor. İlginizi çekerse şöyle bir göz atabilirsiniz.
Ulu Cami
Tekrar Sevgi Yolu’na dönüş yaparak yürüyüşümüze devam ediyoruz. 5 dk sonra Kütahya’nın en büyük camisine; yani Ulu Camii’ne ulaşıyoruz. İnşaatı 1410 yılında tamamlanmış. Sonrasında bu esere Mimar Sinan’ın da eli değmiş ve bazı tamiratlar yaptırmış. Daha sonraları başka bir tamirat daha görmüş olan camide Aizanoi’den getirilen sütunlar da kullanılmış. Caminin içerisindeki ahşap minberi görmelisiniz, hiç çivi kullanılmadan yapılmış oldukça güzel bir eser. Ayrıca pencerelerden gelen ışığı kullanarak burada, günün belli saatlerinde çok iyi fotoğraflar da çekebilirsiniz.
Kütahya Arkeoloji Müzesi
Gittiğimiz yerlerde müze gezme alışkanlığımız pek yok, daha çok yaşayan kültürle ilgileniyoruz; ama vaktimiz olursa bazen kısa da olsa uğruyoruz. Kütahya barındırdığı binlerce eski eserle arkeoloji açısından çok önemli bir bölge. Özellikle de dünya üzerinde en iyi korunmuş Zues tapınağının bulunduğu Aizonai görülmeye değer.
Müzeye dönersek, Ulu Camiinin hemen yanında olan Arkeoloji Müzesi eski bir yapı olan, 1314 yılında inşaa edilmiş Vacidiye Medresesi binasının içerisinde. Oldukça ufak bir yer olan müze için yarım saat ayırmanız yeterli. Her gün açık olan müzeye giriş 5 TL, müze kart geçiyor. Müzenin ortasında bulunan lahit en çok ilginizi çeken eser olacak. Üzerindeki zarif heykellerin usta işi olduğu belli oluyor. Maalesef soyguna uğrayan lahit tahrip edilmiş.
Kütahya Tesbih Borsası
Ulu Camii’nin yan sokağında Kütahya’daki en ilginç mekanlardan birisi bulunuyor, Kütahya Tesbih Borsası olarak bilinen bir kahvehane. Bir sobanın başında toplanmış pazarlık yapan ve çay içen bir sürü yaşlı insan düşünün. Bu insanlar antika veya yeni tesbih almak, değiştirmek için burada toplanıyor. Masaların üzerinde tezgahlar açılıyor. Eski köstekli saatler ve yine eski yüzükler de satılanlar arasında. Sanırım dışarıda hava çok soğuk olduğundan bu kahvehaneyi mesken edinmişler. Tesbihlerin fiyatları 5 TL ile 6-7 bin TL arasında değişiyor. Bazen parayla alıp satmak yerine trampa (parasız değişim) usulünü kullanıyorlar. Burada çok ilginç insanlarla tanışma ve portre fotoğraflarını çekme şansınız var.
Dönenler Cami
Yaklaşık 50m kadar daha ilerlerseniz bence Kütahya’nın en güzel camisi olan Dönenler Camii’ne ulaşıyorsunuz. Kütahya’da gezilecek yerler listesinde mutlaka olması gereken bir yer. Aslında burası Osmanlı buraya gelmeden önce, Germiyanoğulları zamanında, 1330 yılında yaptırılmış güzel bir Mevlevihane’nin semahanesi. (Mevlevi dervişlerin ayinleri icra ettikleri mekanlara Semahane deniyor.) Kütahya Mevlevihanesi veya Erguniye Mevlevihanesi adıyla da bilinen yapı Mevleviler için oldukça önemli merkezlerden biri konumundaymış. Kare planlı yapının orta kısmı daire şeklinde, etrafında seyir için yüksek alanlar bulunan meydanı kadınların da yukarıdan izleyebilmesi için de bölümler yapılmış.
Mihrap ve minber kısmı sonradan yapılmış ve cami olarak kullanılmaya olanak tanınmış. Önceleri caminin tam ortasında bulunan kuyunun suyu şifalı olduğu düşünülerek içiliyormuş, şu anda halı ile kapatıldığından biz göremedik. Fotoğraf açısından da oldukça estetik bir mekan olduğunu da eklemeliyim. Tabi ki burayı sema ayini sırasında fotoğraflamak oldukça keyifli olurdu; ama artık sadece cami olarak kullanılıyor.
Germiyan Sokağı
Ulu Camiinin yanındaki Osmanlı Caddesinden yürüyerek Germiyan Sokağına ulaşmanız en fazla 10 dk sürecektir. Aslında Germiyan Sokağı’nın özelliği burada bulunan evler ve konaklar. Batı Anadolu Türk Evleri tarzında ahşap olarak yapılan evlerde cumba ve cihannüma en dikkat çekici özellikler. Germiyan Konağı burada gezebileceğiniz en güzel konaklardan birisi. Burada Vakıf Konağı, Seyhan Konağı ve Karaca Konağı gibi bir çok konak ve eski Kütahya evleri de bulunuyor. Kütahya Kent Tarihi Müzesi olarak hizmet veren Şapçı Konağı da gezebileceğiniz konaklar arasında. Germiyan Sokağında şu anda hummalı bir bakım ve onarım çalışması var. Üzerinde bakıma muhtaç bir çok eski ev bulunuyor, bunlar da zamanla onarılırsa tahminen Kütahya bir yıl içerisinde çok güzel bir sokağa sahip olacak.
Evliya Çelebi Evi
Kütahya Belediyesini geçerek devlet hastanesinden yukarıya doğru çıkarsanız bir kaç dakika sonra Evliya Çelebi Evi’ne ulaşabilirsiniz. Burası orijinaline uygun şekilde taş ve ahşaptan yeniden inşaa edilmiş. Şu an içerisinde ve yanında bulunan binada çeşitli el sanatları kursları veriliyor. Gittiğinizde ev kapalı olabilir, eğer gezmek isterseniz 0533 395 4395 numaralı telefondan dernek başkanı Mücahit Bey’e ulaşabilirsiniz. Size evi açacak ve ev hakkında bilgi de verecektir. Buraya kadar geldiyseniz devam edin ve Çinili Camiyi de görün derim.
Çinili Camii
Vaktiniz varsa güney yönünde biraz daha yürüyerek 10-15 dk içerisinde Çinili Camiye ulaşabilirsiniz. Cami tarihi eser niteliğinde değil, 1973 yılında inşaatı bitirilmiş ama oldukça estetik bir yapısı var. Sanırım bu estetiğin sebebi camiyi yaptıranın Ressam Ahmet Yakupoğlu olması.
Kütahya Kalesi
Ulu Camiinin arkasından yaklaşık 20-25 dk yokuş yukarı yürüyerek ulaşabilirsiniz. Merkezin güney batısında, şehre hakim bir tepeye yapılan kale Bizans döneminden kalma. Bizim zamanımız olmadığından dışarıdan bakmakla yetindik, kaleye çıkmadık. Kale içerisine bir de döner gazino inşaa edilmiş. Kütahya’yı tepeden görmek isteyenler buraya çıkabilirler.
Aizonai Antik Kenti, Çavdarhisar
Kütahya’nın görülmesi gereken birinci öncelikli bölgesi bence Aizonai Antik Kenti. Burada dünyanın en iyi korunmuş Zeus Tapınağı bulunuyor ve son yıllarda yoğun şekilde yapılan kazı çalışmaları bir çok arkeolojik eseri de gün yüzüne çıkarttı. Aizonai Antik Kentini yakında ayrıca yazacağız.
Kütahya’da ne yenir?
Kütahya’nın yemekleri genellikle buğday, hamur ve süt ürünlerinden oluşuyor. Et pek fazla kullanılmadığından bizim ağız tadımıza uygun sayılır. Birkaç yemek adı vermek gerekirse cimcik, kaçamak, haşhaşlı gözleme, haşlama mantı, kulak aşı, mercimekli tosunum böreği, Kütahya höşmerimi, patatesli dolamber böreği, gökçimen hamursuzu, tahinli çörek. Çorba olarak ta sıkıcık, miyane, oğmaç, kızılcık tarhanası, tutmaç ve tarhana en çok bilinenler arasında. Bu tip yöresel yemekleri bulup yiyebileceğiniz ufak lokantaların olmaması bence buranın en büyük eksikliği. Yöresel yemeklere meraklıysanız Ulu Caminin arkasında bulunan Tarihi Kütahya Konağında bu tip yemeklerin tadına bakabilirsiniz.
İrmikli çörek dışarıda simit niyetiyle satılan, az tatlı bir çörek, biz deneme fırsatı bulduk, çayla iyi gider. Sadece 0,75 TL ye satılıyor. İçinde irmik, kuşburnu ve tarçın bulunuyor. Yöresel yemekler yerine herkesin bildiği standart yemekler isterseniz Sevgi Yolu üzerinde Acar Karavan ya da Kütahya Sofrası olarak bilinen eskiden hamam olan restoran temiz, lezzetli ve mekan olarak ta güzel, tavsiye ederim.
Kütahya’da nerede kalınır?
Kütahya’da 3 ve 4 yıldızlı bir çok otel bulunuyor. Genellikle gecelik fiyatları 60-200 TL arasında değişen otellerden daha fazla lüks ve beklentiniz varsa termal otel ve spa olanlarına da bakabilirsiniz. Fakat lüks beklentiniz yoksa, bizim konakladığımız gibi bir öğretmen evi de işinizi görecektir. Kütahya Merkez Öğretmen Evi 2015 yılı fiyatları kişi başı 37 TL olarak belirlenmiş. Şehrin tam merkezinde, temiz ve bakımlı bir yer olduğundan çok tercih edilen bir yer. Bu tip yerlere gitmeden önce rezervasyon yapmakta fayda var.
Kütahya’dan ne alınır?
İster hediyelik olarak, ister kendi kullanımınız için bence mutlaka alınması gereken ürün çini. Bunun için Kütahya’da her hangi bir yerde alışveriş yapabilirsiniz; fakat en uygun ve bol çeşidi bulabileceğiniz yer Kütahya Çiniciler Çarşısı. Burası merkezin bir miktar dışında, yürüyerek ulaşmak için biraz uzak; fakat arabayla ulaşmak için oldukça yakın. Bir taksi ile 10 TL ye rahatlıkla gidebilirsiniz. Ya da Kütahya Öğretmen Evinin arkasından kalkan belediye otobüsleriyle gidebilirsiniz. Kütahya Porselen veya Güral Porselen gibi büyük üreticilerin yanı sıra küçük bir çok dükkanın da bulunduğu çarşıda fiyatlar başka yerde bulabileceğiniz fiyatların üçte biri kadar.
Kütahya’da büyüyüp şu an il dışında bulunan birisi olarak -içeriğini önceden bilmediğim- irmikli çöreği çevremdekilere tarif etmeye çalışıyordum. Gezi yazınıza rastlamam yerinde oldu. Kimse bilmediğine göre sanırım çörek başka bir yerde de yok. Emeğiniz ve anlatımınız için teşekkür ederiz. Hisar, Çamlıca mesire yeri, çeşitli kaplıcalar (merkez dışında) uğranacak yerler arasında sayılabilir.
Ahmet bey, katkınız için teşekkürler.
kütahyayı tanımak beni mutlu etti.Ben Tavşanlıda oturuyorum.
Poyraz Bey, bir gün gidip Kütahya’yı ziyaret edersiniz umarız.
Kütahya için farklı bir bakış açısı! güzel yazınız ve sunumlarınızla renk kattığınız gecemiz için çok teşekkürler.
İsmail Bey,
buz gibi bir gecede bizimle birlikte olduğunuz için biz teşekkür ederiz.
Yine cok güzel anlatim.Ben Kutahyayi gormus biri olarak sanki baska bir yeri anlatiyirmussunuz gibi hayranlikla okudum.Gonlunuze saglik
Çok teşekkürler Şefika Hanım.
Hakkı, güzel yazın için teşekkürler. Kütahya’da Zehra ve seni konuk etmek bizim için çok keyifliydi. Güzel havalarda bir kez daha bekliyoruz. Selamlar :)
Bizim için de keyifliydi, evet sıcak havalarda görüşmek üzere.
Sevgili Hakkı bey, bu güzel anlatım için çok teşekkürler..Akıcı, okuyanı yormayan bir yazım tarzınız var. Yazdıklarınızı zevk ile okuduğumu belirtmeliyim.
Bir konuya değinmeden geçemeyeceğim. Benim okuduğum kaynaklar Evliya Çelebi’nin Unkapanı’lı olduğunu söylüyor. Evliya Çelebi’nin babasının ise bir süreliğine Kütahya’da bulunduğunu yazıyor. Fakat, Kütahya’lılar Evliya Çelebi bizim hemşehrimiz diye sahipleniyorlar. Gerçi, Kütahya’lı olsa da, bir dünya gezgini bir yerde ne kadar kalabilir ki, değil mi?
Bu güzel yazı için çok teşekkür ediyor, mutlu, sağlıklı ve ve başarılı bir yeni yıl diliyorum..
Saygılarımla..
Celalettin TUNÇ
Celalettin Bey katkınız için teşekkürler. Bu konuda özel araştırma yaptım ve doğum yerinin İstanbul olabileceği konusunda size katılıyorum. Fakat ailesi Kütahyalı ve çocukluğunun bir dönemi de burada geçmiş. bu yüzden Kütahyalı demekte sıkıntı yok.