Kars

Neresinden başlamalı hatta Kars’ı ayrı Ani Harabelerini ayrı mı anlatmalı bilemiyorum. Ancak bildiğim ve emin olduğum bir şey varsa o da Kars’ın kışının yazından daha çekici olduğu. Son yıllarda kış aylarında kayakçıların dışında fotoğrafçıların da ziyareti ile yıldızı parlayan bir şehir oldu. Kars’ı kış aylarında en çekici yapan özelliği donan Çıldır Gölü. 123 km2’lik göl donduğunda sonsuz bir fon gibi uzanıp gidiyor ufukda. Özellikle fotoğrafçılar için bu fon hazır bir stüdyo gibi. Gölün orta yerine kadar yürüyüp bu fonla balıkçıların buzu kırarak balık tutmalarını fotoğraflayabiliyoruz. Gölün üzerinde yürümek harika bir his veriyor insana. Kırılırsa en derin yeri 42 metre bilmekde fayda var.

Ancak gölün üzerinde yürümek çok kolay değil. Kar insanı normal yolda yürümekten çok daha çabuk yoruyor ve fotoğraf çekmek için yaklaşık yarım saat yürümek zorunda kalıyorsunuz. Ancak bu yürüyüşün bir çok adımında fotoğraf olduğu için yorulsanız bile keyifle yürüyeceğinizden eminim. Balıkçıların fotoğraflarını çektikten sonra Çıldır Gölü üzerinde kızaklara binebilirsiniz yada kızaklara binenlerin fotoğraflarını çekebilirsiniz. Yanlız Kars’da tüm bu fotoğraflar ticarete dökülmüş durumda. Balıkçılar ve kızakçılar fotoğraf için para istiyorlar. Kızakçıların talebi makul olsa da balıkçıların talebi öyle değil maalesef, 350-400 TL civarında bir para istiyorlar.

Çıldır gölünün kenarında Doğruyol ve Akçakale köyleri ziyaret edebileceğiniz güzel köylerden. Hele birde fotoğraf çekiyorsanız bu köyler daha çok ilginizi çekecektir. Ancak yineden belirtmek istiyorum buralara ziyaretinizi kış aylarında gerçekleştirmeniz daha çok keyif almanıza sebebiyet verecektir. Kars’ın içine uğramadan dışına çıktığımın farkındayım ama hemen geri dönüyoruz. Kars’ı gezmeye kalesinden başlamalı. Kars Kalesi MS. 1153 yılında Saltuklular tarafından yaptırılmış. Kışın buraya çıkarken yol bir hayli buzlu oluyor. Ayakkabıların altına takılan zincirlerden alıp kullanmanız çok işinize yarayacak emin olun. Şehri tepeden göreceğiniz kalenin içinde soluklanıp bir şeyler yiyebileceğiniz bir kafeterya mevcut. Kale, Osmanlı, Rus savaşı sırasında 40 yıl Rus işgalinde kalmış ve bir takım değişikliklere uğramış.

Kalenin hemen altındaki düzlükte On İki Havariler Kilisesi yer alıyor. Burası bir Ermeni Kilisesi M.S 932-937 yılları arasında inşa edilmiş bir yapı. Bu kilisenin bugünkü adı ise Kümbet Cami. 1064 yılında bölge müslümanların eline geçtiğinde camiye çevrilen kilise bu ismi almış. Kilisenin alt kısmındaki köprüden geçtiğinizde ise Mazlumoğlu, Topçuoğlu ve İlbeyioğlu hamamları yer almakta. Hamamlar 17. yy Osmanlı döneminde inşa edilmiş olup dönemin mimari özelliklerini taşımaktalar.  Kars’ın içinde oldukça estetik ve çok sayıda Rus yapımı bina mevcut. Bu binaların bir kısmı devlet binası olarak hala kullanımda. Binaların çoğunu bir arada görüp fotoğraflamak için gidilecek yer Su Kapı Mahallesi. Bu mahalleden ayrı bir bölgede bulunan mutlaka görmeniz gereken bir başka yapı da Fethiye Cami. Burası Rus işgali döneminde spor salonu olarak kullanılmış muhteşem taş işçiliğe sahip bir yapı. Bugün adından da anlaşılacağı gibi camiye çevrilmiş ve yapıya iki adet minare eklenmiş. Fethiye Cami için rahatlıkla Kars’da en çok beğendiğim yapı diyebilirim.

Kars’ın bir tarafında Çıldır Gölü diğer tarafında ise Ani Antik Şehri yer alıyor. Kışın karlar altında kalan Ani çok ama çok çekici gözüküyor. Ani kentinin yanından akıp giden ve Ermenistan ile sınırımızı oluşturan Arpaçay aynı zamanda Ani’nin de sınırını oluşturuyor. Antik kent 8 metrelik yükseklikdeki surların arkasında uzanıyor. Kentin orijinalde 7 farklı giriş kapısı mevcut. Kentte yaşam uzun yıllar devam etmiş ta ki büyük bir deprem geçirene kadar. 1605 yılında 8 şiddetindeki depremden sonra kent çok büyük hasar görmüş ve neredeyse yaşanamayacak bir hal almış. Bu olaydan sonra da kaderine terk edilmiş. Ani’de göreceğiniz bir çok yapı var kısaca isimlerini yazmak gerekirse ; Selçuklu Sarayı, Kral Gagik Cami, Tigran Honents Kilisesi, Keçel Kilisesi, Genç Kızlar Kilisesi, Menuçehr Cami, Ani Katedrali, Bakireler Manastırı, İpek Yolu Köprüsü, İç Kale ve Kız Kalesi. Bu yapılar içinde bir tanesi diğerlerinin içinden sıyrılıp çıkıyor. O da Anadolou’da yapılan ilk cami özelliğini taşıyan Menuçehr Cami. Yapı 1072 yılında Selçuklular tarafından inşa edilmiş. Gittiğinizde bu caminin estetiğine ve farklı mimarisine iyice baktığınızda günümüz camilerinin ne kadar değiştiğini açık bir şekilde göreceksiniz.

Şehitlikleri görmeden gitmek olmaz derseniz bir gününüzü de Sarıkamış’a ayırmanızda fayda var. Kars merkeze 55 km mesafede yer alan Sarıkamış  şehitliklikleri her mevsim ziyaret edilebilir. Ancak kış aylarında Sarıkamış’a kayak yapmak amaçlı yerli ve yabancı bir çok kayakçı gelmekde. Sarıkamış’da 1915 yılında yaşanan acı olayların anısına yapılmış bir çok anıt ve şehitlik göreceksiniz.

Gezdik, gördük ne yiyeceğiz derseniz ve et severseniz Kars Kazı yiyebilecekleriniz arasında yer alıyor. Bunun için akla en çok gelen yer Kars Kaz Evi (0474 212 37 13 Orta Kapı Mah.Şehit Polis Nuri Yıldız Sok. No:17). Ancak fiyatlar oldukça yüksek. Eve dönerken yanınızda getirmelik ise Kars gravyeri olmalı. Bunun için en iyi adres Büyük Zavotlar ( 0474 223 36 36  Halitpaşa Cad No:120). Gittiğim yerlerden eve pek yiyecek taşımam ama Kars gravyeri kesinlikle alınmalı diyorum.