Etiyopya kabilelerinin her birinin kendine özgü yaşam stilleri var. Etiyopya Hamer Kabilesi veya diğer bir söylenişi ile Hamar Kabilesi de oldukça değişik adetleri ve ritüelleri olan bir kabile. Yaklaşık yüz milyon nüfuslu Etiyopya’da yetmiş beş bin kadar Hamer Kabilesi üyesi olduğu düşünülüyor. Düşünülüyor diyorum çünkü kabilelerde bugüne kadar tam olarak bir nüfus sayımı yapılamamış. Bir çok diğer kabile gibi Hamer’lar da Omo Vadisi’nde oldukça ilkel şartlarda yaşıyorlar.
Omo Vadisi’nde yaşayan her kabile kendi özel dilini konuşuyor. Vadide yaşayan yaklaşık 16 kabile birbirlerinin dillerini çok anlamıyorlar. Haftada bir kurulan ortak pazarlarda bir araya geldiklerinde alışveriş yapacak kadar anlaşabiliyorlar. Dilleri ayrı olduğu gibi dinleri de farklı. Her kabilenin tanrısı ayrı; ancak her kabile tek bir tanrıya inanıyor çok tanrılı dini inanışları yok. Dini inanışları için animist diyebiliriz. Yani kısaca doğada insan ruhuna benzer ruhlar olduğunu kabul edip, her nesnenin bir ruhu olduğunu veya ruhi bir varlık tarafından yönetildiğini kabul etmiş durumdalar ve buna göre yaşıyorlar.
Hiç birinin yazılı bir dini kitabı yok. Zaten yazılı kitap olsa da okuyacak kimse yok. Okuma yazma oranları neredeyse yok denecek kadar az. Sadece doğayla ve hayvanlarla içi içe yaşadıklarından okuma yazma öğrenmeye gerek duymuyorlar.
Etiyopya hükümeti eğitim almaları ve meslek edinmeleri için bir takım binalar inşaa etmiş. Ancak bazı bölgelerdeki binaları, kabileler kullanmayı red ettikleri için yıkmışlar. Kendi yaşadıkları kulübeler tamamen doğayla dost diyebiliriz. Sadece dallardan veya bambu duvarladan oluşan yuvarlak formlu ve üzeri yine bitkilerle kaplı kulübelerde yaşamlarını devam ettiriyorlar. Kulübenin içinde sadece bir post ve yemek pişirmek için iki taşın yan yana konması ile oluşturulmuş ocaktan başka hiç bir şey yok.
Genelde az gelişmiş toplumlarda kız çocuğu doğunca aileler mutsuz olurlar; ama kabilelerde kız çocuğunun doğması ailenin zengin olması anlamına geliyor. Hamer Kabilesi’ndekilerde evlenirken gelinin ailesine başlık parası olarak 20 tane büyük baş hayvan veriliyor. Şimdi sıkı durun, geline bir de kalaşnikof makinalı tüfek hediye ediliyor. Bizdeki gibi iki dolam altın zincir, burma bilezik yerine burada geline makinalı takıyorlar. Kabileye ziyarete gittiğimizde, daha önceki Etiyopya yazımda da belirttiğim gibi vadide sırtında makinalı tüfek ve bebekle gezen kadınlara rastladık.
Hamer kabilesinde erkek olmak biraz zor iş. Kabilede erkekliğe adım atabilmeleri ve evlenebilmeleri için boğaların üzerinden atlama töreninde başarılı olmaları gerekiyor. Bunun için genelde hasat sonrası yapılan boğadan atlama günü geldiğinde boğadan atlayacak olan erkeğin yakını olan kadınlar kendisine güç ve cesaret vermek için kendilerini kamçılatıyorlar. Bu çok can yakıcı bir iş. Ağaç dalları vücutlarını yaralayıp kanatıncaya kadar kadınlar kendilerini kamçılatmak istiyorlar.
Boğadan atlamayı başaran kişi erkekliğe adım atıp evlenmeye ve silah taşımaya hak kazanmış oluyor. Boğalar en az 6 veya 18 taneye kadar yan yana dizilebiliyor. Atlayacak kişinin boğaların üzerlerinden en az iki kere gidip gelmesi gerekiyor. Ancak bu iş hiç kolay değil, bir yandan bağırışlar, bir yandan edilen danslar ve hayvanları çekiştirirken onların yaşadığı korku, bunların hepsini aşıp atlayacak kişinin konsantre olması gerekiyor. Atlamayı ilk seferde başaramazsa tekrar denemek için üç hakkı daha var. Hiç birinde atlayamazsa kabilede pek saygı duyulan biri olmuyor ve ömür boyu evlenemiyor. Hatta öldüğünde bile hemen evinin yakınına çabucak gömülüyor.
Boğadan atlamayı başaramamak hayli kötü bir durum. Bugüne kadar az da olsa atlamayı başaramayanlar olmuş. Boğa atlamasını başarı ile geçen erkekliğini ispat eden tüm erkeklere verdikleri genel isim ise Maza. Mazalar atlama öncesinde atlayacak olan kişinin yakınlarını kamçılayan kişiler aynı zamanda.
Erkekler çok eşli olabiliyorlar. Eşlerin herbirinin kendisine ait kulübesi oluyor ve birbirleri ile iyi geçiniyorlar. İlk eşin boynunda yüzüğe benzer bir kolye takılı oluyor. Buradan onun ilk eş olduğu anlaşılıyor. İkinci veya üçüncü eşler boyunlarına sadece halka gibi bir kolye takıyorlar ve bunu ölene kadar hiç çıkartmıyorlar.
Kadınlarda çıplaklık son derece normal. Genelde vücutlarının bir kısmını saracak şekilde bir postu üzerlerine alıp kapatıyorlar. Bunca açıklığa rağmen kimse dönüp birbirine bakmıyor. Hele evli kadınlara bakmak ya da dokunmak neredeyse yasak gibi.
Her gün akşam üzeri toplanıp, sorgum bitkisinden kendi yaptıkları bir tür birayı birlikte tüketiyorlar. Boğadan atlama günü geldiğinde de bu ev yapımı bira su gibi akıyor. Ülkedeki kuraklık nedeni ile çok fazla tarım ürünü yok. Her gün tek bir çeşit yiyecekle beslenmek durumunda kalıyorlar. O da tahıllı bir yiyecek olduğu için genelde karınları şiş dolaşıyorlar.
Bugünün dünyasında hala bu kadar doğayla ve ilkel bir yaşam biçimi olduğuna inanmak çok güç. Bizim gibi boğadan atlama törenine de denk gelirseniz oldukça değişik bir deneyim yaşamış olursunuz. Etiyopya kabileleri bugüne kadar gördüğüm en ilginç fotoğraf rotalarından birisi oldu benim için.
bir solukta okudum yazınızı. en çok merak ettiğim biralarının tadı oldu nedense. :)
Biralarının tadını bizde bilmiyoruz.
teşekkürler
merhaba, yazılarınız ve fotoğraflarınız çok güzel, bize çok faydalı oldu. etiyopya uçak biletimizi aldık, fakat ordaki ilkel kabileleri ve omo vadisini görmek için nasıl bir yol izlemeliyiz? yerel tur için önereceğiniz tur şirketi var mı? nasıl bir program yapmalıyız? bu konuda tecrübeli biri olarak sizin önerileriniz almak istiyoruz çok teşekkürler..
Merhaba Ülkü Sezgin,
Bizim birlikte çalıştığımız firma var elbette ama onlar gruplar için özel araç çıkarıyorlar. 2 kişi için fiyat yüksek olacaktır. En iyisi indiğinizde havalimanında ya da kaldığınız otelde sorarak başkalarının da olduğu karma bir tura dahil olmanız olur. Aksi takdirde sizin için özel bir jip ve rehber pahalıya gelecektir. Rehbersiz kabilelere girmeniz neredeyse imkansız çünkü biraz vahşiler. Size yine de yüksek bir fiyat söyleyeceklerdir ama pazarlık etme şansınız var.
Çok faydalı makale yazısı olmuş, elinize sağlık.
Rica ederiz, faydalı olması sevindirici.
boğadan atlayamamak en büyük talihsizlik herhalde
Kabile içindeki saygınlığı düşünürsek evet talihsizce.