Chiang Mai Tayland’ın 2016 yılı verilerine göre dördüncü büyük şehri. Tayland’da gördüğümüz şehirler içinde en çok beğendiğimiz şehir Chiang Mai. Belki de sevme nedenimiz Chiang Mai’de kaplanlara dokunup sevebilmemiz oldu. Chiang Mai 700 yıllık bir şehir; fakat adının anlamı “yeni şehir”.
Chiang Mai’de Gezilecek Yerler
Chiang Mai ruhu olan çok güzel bir şehir. Bir çok aktiviteyi bir arada bulabilirsiniz. Fotoğrafçıysanız Tayland fotoğraf çekmek için seveceğiniz yerlerden biri olacaktır. Gezmek için eski şehrin içinde, surlara yakın bir yerde konaklarsanız bir çok şeyi bir arada görme imkanınız olacak.
Rahat gezmek isterseniz surların içinde dolmuş olarak çalışan pikap tipindeki araçlardan kiralayabilirsiniz. Biz 2016 yılında günlüğüne 50 TL ödeyerek yani yaklaşık 500 Baht, bütün bir gün bu araçla gezdik. Ancak ulaşım için bu araçları kiralamadan dolmuş gibi de kullanabilirsiniz. O zaman bir kişi fiyatı 20 Baht. Bu araçlar klimasız, arkada oturuyorsunuz ve arkası açık olduğu için yol aldığı sürece havadar oluyor. Elbette dolmuş olarak bindiğinizde gittiği belli rotaların dışına çıkamazsınız.
Tayland’ta turist için hazırlanmış bir çok şey var. Biz fotoğraf için bir köye gitmek istedik. Gittiğimiz Baan Tong Luang köyünün bir kısmında gerçekten yaşayan kabileler vardı. Ancak bir kısmı ise köye sonradan yerleştirilmişler. Bu köyde sekiz değişik kabileden insanları bir arada görüp etnik giysileri ile fotoğraflama şansınız var. Bu kabileler Yao, Hmong, Padong, Kayaw, Karen, Lahu, Palong, Akha. Tabi bu köye girerken kişi başı 500 Baht ödedik, yani yaklaşık 50 TL. Bu para köyün kasasına giriyormuş.
Burada yaşayan kabilelerin ve geleneklerinin kaybolmaması için 2003 yapılan bir proje kapsamında bu köy kurulmuş. Yaşadıkları evler, bahçeleri, yaptıkları dokumalar doğal olsa da sonradan oluşturmuş bir köy olduğunu gezerken görüyorsunuz. Yan yana yapılmış evlerin içlerinde farklı kabilelerden insanlar yaşıyor. Girişte para ödediğiniz için fotoğraf çekimlerine kimse itiraz etmiyor. Ben keyif aldım, fotoğraf için gideceklere tavsiye ederim.
Turistler için hazırlanmış yerlerden bazıları da hayvanları görebileceğiniz çiftlikler. Bazı çiftliklerde sadece maymunlar, bazılarında timsahlar ve bazılarında da yılanları görebilirsiniz. Tüm bu çiftlikler çoğunlukla Doi Suthep tapınağına çıkarken yol kenarlarında yer alıyorlar. Bu manastırı ziyaret ederseniz sonrasında çiftliklerden geçerek şehire doğru gelebilirsiniz.
Bizim gibi kelebek fotoğrafı çekmeyi seviyorsanız kelebek çiftliğine uğrayabilirsiniz. Çiftlik yarı açık bir mekan, alçak bir duvar üzerine atılmış devasa bir ağın içinde kocaman kelebekler uçuşuyor. Fotoğraf çekmek için oldukça elverişli bir mekan hazırlanmış. Odanın içi bitkilerle dolu ve dallara sürekli irili ufaklı kelebekler konuyor. Biz Siam isimli bahçeye gittik kişi başı 40 Baht (5 TL) ödedik.
Maymunların gösterisini görmek isterseniz. Şehre geri dönüş yolunda böyle bir çiftliğe de uğrayabilirsiniz. Aynı şekilde timsah gösterilerinin yapıldığı timsah çiftlikleri ve yılan gösterilerin yapıldığı yılan çiftlikleri de gidebileceğiniz yerler arasında.Ormanın derinliklerine fillerle bir gezinti yapmak isterseniz bu da mümkün. Bir kaç saat süren fil safarilerinde fillerin üzerinde iki veya dört kişi oturup ağaçların içinde seyahat edebilirsiniz.
Şehre inmeden önce günün en güzel uğrak yeri bana göre Kaplan Krallığı Hayvanat Bahçesi. Bir yandan güzel, bir yandan da kaplanları kafeste görmek üzücü bir durum. Cesaret ederseniz kafeslerin içine girip bu harika hayvanları sevme şansınız var. Bunun için kişi başı 15 USD (500 Baht) ödeyerek kaplanların olduğu kafeslerin içine girebiliyorsunuz. Biz büyük kaplanları sevmek istedik ancak benim boyum 1.60 altında olduğu için sakıncalı bulup bizi orta büyüklükteki kaplanların kafesine aldılar.
Küçükleri bile oldukça büyükmüş. Başlangıçta üzülmüştüm ama üzülmemem gerektiğini kafese girip haşmetlerini görünce anladım. Ben ayaktayken bu yavru kaplanın boyu benim kadardı. Kafeste 3 kaplan vardı ve etrafımızda dolaşıyorlardı. Bakıcıların ellerindeyse sadece uzun sopalar vardı. Kaplana dokunduğum an hayatımda yaşadığım sayılı güzel anlardan biriydi. Kafesin içine girdiğinizde yapmamanız gereken bazı şeyler var. Eşyalarınızı yere koymamak, kaplanların önlerinden değil arkalarından geçmek, göz göze gelmemek gibi. Bir tanesi ile göz göze gelip uzunca süre bakıştık öyle tehditkar bakıyordu ki gözlerimi kaçırmamam mümkün değildi. Cesaretiniz varsa Chiang Mai’ye gittiğinizde buraya mutlaka uğrayın.
Chiang Mai’de Cumartesi akşamları çok büyük bir gece pazarı kuruluyor. Çok şanslıydık, Wualai Caddesinde kurulan bu pazara denk geldik. Antik surlara yakın konaklarsanız bu pazara yürüyerek gidip gelebilirsiniz. Yiyecekten giyeceğe ve hediyelik eşyaya kadar bir çok ürünü bir arada bulup alabileceğiniz oldukça büyük bir pazar. Sokaklar boyu devam edip kollara ayrılıyor. Ancak dikkat edin bu pazar çok kalabalık ve hırsızlık oluyor. Buradan alışveriş yapmadan çıkmazsınız, çok çeşitli ürün satılıyor.
Chiang Mai Tapınakları
Chiang Mai çok farklı ve güzel tapınakları görebileceğiniz bir yer. Burada bulunan dini yapıların toplam sayısı 800 civarında. Tapınakları anlatmadan önce ilgimi çeken başka bir şeyden bahsedeceğim. Bazı tapınaklarda keşişlerle sohbet edebiliyorsunuz (Monk Chats). Dünyanın her yerinden insanlar gelip sormak istedikleri bir çok soruyu sorabiliyorlar. Biz de Wat Suan Dok tapınağında hemen bir keşiş ile uzunca bir sohbete daldık. Bu tapınağa ve bazı başka tapınaklara misafir olarak öğrenci alıyorlarmış. Burada gelip bir ay kalabiliyorsunuz. Size üç öğün yemek ve kalacak yer veriyorlar. Budizmi anlamak isteyenler bu okullara geliyorlarmış. Tabi karşılığında ödedikleri bir bedel var.
Fotoğraflık tapınaklar içinde bizim en çok beğendiklerimiz ise Wat Phan Tao. Sebebi ise tamamen ahşap olması. Mutlaka Wat Phan Tao’yu listenize alın. Wat Chedi Luang, bu tapınak 15. yüzyıla ait, içimde zümrüt bir Buda heykeli varmış. Ancak bugün bu heykel Bangkok’a götürülmüş. Tapınak fotoğraf için güzel bir mekan, eğitim bölümü var ve bir çok keşişi fotoğraflayabilirsiniz.
Wat Phra Sing, 14. yüzyılda inşa edilen bu tapınağa sonrasında bir çok bölüm eklenmiş. Bir süre terk edilip kullanılmamış son halini 1920 yılında almış. Wat Suan Dok, bu tapınağın bahçesinde bazı önemli kişilerin mezarları bulunuyor. Tüm mezarlar beyaz bazıları küçük stupa şeklinde yapılmışlar. Fotoğraf için hoş bir tapınak. ayrıca yukarıda bahsettiğim gibi bu tapınakta keşişlerle sohbet edip merak ettiklerinizi sorabileceğiniz bir bölüm var.
Wat Phra That Doi Suthep tapınağı ve manastırı Chiang Mai’ye yaklaşık 18 km mesafede yer alıyor. Yol biraz kıvrılarak biraz yokuş çıkarak sizi yaklaşık 25 dakikada Wat Phrathat Doi Suthep budist tapınağına ulaştırıyor. Aracınızı park ettikten sonra 300 basamak daha çıkıp manastıra ulaşacaksınız. Girişi 30 Baht (3,5 TL) Manastırın manzarası Chiang Mai’ye tepeden bakıyor. Burası dünyanın bir çok yerinden gelen budist rahiplerin gelip ziyaret ettiği bir hac mekanı. Biz de çok yerde en çok ziyaret edilmesi gereken tapınak olarak okuduk. Ancak fotoğrafçılar için en alt sırada yer alabilir diyorum. Şehrin içinde çok daha güzel fotoğraflık tapınaklar mevcut.
Chiang Mai Ulaşım
Biz Chiang Mai’ye Bangkok’tan uçakla geldik. İstanbul Bangkok için en uygun uçak bileti bulmak için turna.com sitesine bakabilirsiniz. Bangkok – Chiang Mai uçak biletini gelmeden 3-4 ay önce almıştık. Kişi başı 50 USD ödedik. Air Asia havayollarını kullandık. Chiang Mai’de ulaşım için en çabuk yol taksi kullanmak. Havalimanında indikten sonra şehre giderken taksi kullanabilirsiniz. Biz 2016 yılında güzel bir Toyota 4×4 taksiye sadece 15 TL ödeyerek şehre geldik. Alanın içinde taksi için bir acente var. Orası pahalı, dışarı çıkıp 20 metre ilerideki taksi durağına giderseniz daha uygun fiyatlı taksi bulursunuz.
Şehrin içinde gezmek amacıyla dolmuş gibi kullanılan ancak kliması olmayan kırmızı veya siyah renkli kamyonet tarzı araçlara binebilirsiniz. Bu araçlarla (orada isimleri songthaew olarak geçiyor) normal güzergahlarında dolmuş olarak kullanırsanız 1TL (20 Baht) gibi rakam ödüyorsunuz. Ancak pazarlık yapıp bütün gün taksi olarak da kullanmanız mümkün. Bir kaç kişiyseniz fiyatı çok daha uygun oluyor, biz bir günlük kiralama yaptık, sanırım 6-7 saat gezdik ve 500 Baht (yaklaşık 50 TL) ödedik. Dolmuşların renkleri surların dışına çıktığınızda kırmızı yerine siyah oluyor. Bu renk değişimi dolmuşların gittiği güzergahları da belirliyor.
Chiang Mai’de ne yenir?
Aslında bu kısım hiç benim ilgi ve bilgi alanım değil. Ben doymak için yemek yiyenlerdenim. Gördüğüm kadarı ile noodle deneyebilirsiniz. Bilmeyenler için noodle baharatlı sulu makarna diyebiliriz. Her yemeğin yanında gelen pirinç olmazsa olmazlardan. Elbette baharat bolca kullanılanlardan. Et yemeği isterseniz, tavuk, dana, ördek gibi bir çok seçenek bulabilirsiniz. Ancak kesim ve saklama şartlarından dolayı hastalanma ihtimalinizi düşünerek daha çok pişmiş sebze tüketmenizi öneririm. Genel olarak Tayland yemeklerinde Çin, Hint ve az da olsa Arap mutfağının etkilerini bulabilirsiniz.
Chiang Mai’ye hangi mevsim gitmeli?
Tropik bir iklime sahip olduğu için yazları oldukça yağmurlu geçiyor. Kışları nispeten daha serin diyelim; ama yine de sıcaklık 29 °C ile 30 °C oluyor. Kalacağınız odada klima olmasına dikkat edin. En iyi zamanlar Kasım ayı ile Nisan sonu diyebiliriz. Yazları 35 °C ve üzerinde sıcak ve yağmurlu oluyor. Chiang Mai ile Bangkok’u kıyaslarsak burada Bangkok kadar nem olmadığı için çok daha rahat edeceğiniz bir yer olacaktır.
Tayland vize istiyor mu?
Tayland umuma açık pasaport (bildiğiniz sıradan bordo pasaport) taşıyan Türk vatandaşlarına 30 güne kadar kalışlarda vize uygulamıyor.
Tek kelimeyle huzur arayanlar için muhteşem bir yer.Emeklilikte daha uzun kalmak için her yıl gitmeyi planlıyorum.Umarım çok uzun yıllar bozulmadan kalır bu güzel yer.
Pek sevdiğim şehir. 3 gün kaldım ama doyamadım, ilk fırsatta oraya daha uzun süreliğine kendimi atacağım kesin.
Kemal biz de çok sevdik. Gerçekten çok keyifli ve özel bir yer.